Uyanın, kendinize gelin, dikkat edin. Size işaret eder, bildirin ki onlar hayvanlar gibidirler. Belki de hayvanlardan daha alçaktırlar.  Bakınız Kur'an-ı Kerim meali. Burada anlatılmak istenen gerçek şudur. "Varlık aleminin odak noktası insandır. Kainatta var olan her şey insan içindir. İnsan ise Allah içindir." Havadan, sudan, topraktan, bitkilerden, hayvanlardan her şey insanın emrine, insanın hizmetine sunulmuştur. Değilse hayvanlar alemi aşağılanmamıştır.
Detaylı bilgi için Kur'an tefsirlerine bakınız. Bunun içindir ki insan biyolojik yapısından ziyade ruhi ve meleki yapısı ile önem arz eder. Kafir, inkarcı insan, ateist insan,  mümin ve müslüman insan, münafık insan, bunlar arasında yalancı, düzenbaz, haramzade, ahlaksız, ahlaklı, namussuz, namuslu, vatan haini, vatanperver olanı, edeplisi, edepsizi vardır. Biyolojik yapı itibarı ile bunlar insandır. Yine bunların arasında çalışkan, tembel, iyiliksever, zulmetmeye ve teröre odaklı olanlar da vardır. Bunlarda biyolojik olarak insandır. Hele şu güzellik yarışmaları için altın tozundan yapılan maskelerin reklamları, lüks yemek yarışmaları, gelinlerin kaynanaların altın alma rezillikleri, biyolojik olarak bunlarda insandır.
Merhum Kaygusuz Apdal diyor ya; "Şu insan dediğin el, ayakla, baş değil. İnsan manaya derler, suret ile kaş değil." 
Ruhsuz, maneviyatsız, mesuliyetten uzak tipler. Bunlarda biyolojik insandır. Milli şairimiz Akif'te şöyle haykırıyor.  "Dolaş da yırtıcı aslan kesil, behey miskin! Niçin yatıp kötürüm tilki olmak istersin? Elin, kolun tutuyorken çalış, kazanmaya bak, Ki artığınla geçinsin seninde bir yatalak." Bunları okurken aklıma bir dönemin malum belediye başkanı geldi. Hani şu yurt dışından ithal olarak aldığı  ve 10 milyon dolar ödediği dinozorlar var ya sadece hakkımız haram olsun diyorum. O ve onun gibilerin diriliş günüde ellerimiz yakalarında olacaktır. Ayrıca şu malum köpek mamaları, çeşitleri sınırsız, bayan o köpeğini kuaföre götürür, önlüğünü giydirir, doktora muayenesini yaptırır ve bırakır. Bunlarda insan geçinir.  Hem de kelli felli, sükseli ve de havalı olanları. Bunların eli ayağı, kaşı, gözü, yüzü tabii ki insan görünümünde. Değiştirecek halimizde yoktur. Sonra çıkar bu insan müsveddeleri Ayşe Onbaşı'dan, Şehit Fatma'dan, Halide Edip Adıvar'dan bahsederler. Bir çoğu da malum ya Atatürkçü geçinirler. Hem yurt dışında, hem yurt içinde sohbetlerimde sıkça anlattığım bir kıssa vardır. Merhum Muhittin Arabi Hazretleri, öğrencileri ile piknik yaparken, bir insan geçer ve selam verir. Sonra bir kişi daha geçer o da selam verir. Böyle beş, on kişi verip geçtikten sonra Arabi bunların arasından iki, üç tanesinin selamını alır. Diğerlerini almaz. Öğrencilerden kalfa olan genç sorar; "Hocam, neden selamları almadınız?" Arabi öğrenciyi makamına oturtur, sen al bakalım der. Karşıdan bir yılan gelir, selam verir. Sonra bir domuz gelir, selam verir. Arada bir tane insan selam verince, öğrenci gerçeği görür ve der ki; "Hocam, sayende hakiki çehreleri gördük, beni affedin" der.
Acaba diyorum bugün olsa idi o büyük mutasavvır kaç kişinin selamını alırdı. Burada torpil, rüşvet, iltimas ve kredi selamlarını inşallah sonra yazacağım.
Vay gidi Vay halimize. Sahi yahu bunlar cidden insan mı?
Devam edecek...