Kıymetli okuyucularım.
1 Haziran Çarşamba gecesi vefat eden, 2 Haziran Perşembe günü öğle namazında Bursa Ulu Camii'de cenaze namazı kılınan defnedilen Sadık Uysal Hoca Ehl-i Kuran Aşere Takrib Dersleri veren bir kişiydi. Kendisi ile ince hatıralarımız var. Özellikle 1992'deki Hac döneminde kiralama ekibinde çalıştık. Güzel ve yorucu günler geçirdik. Ben Yenişehir'de müfteyken o da Osmangazi müftüsüydü. Merhum Seyfettin Kılıç Diyanette Kadro Tahsis Şube müdürüyken şöyle demişti: "Zekeriya hocam siz Türkiye'de 55 müftüsünüz. Bunlardan birisi sensin, birisi Bilal Polat, birisi de Sadık Uysal, Osman Müderrin Oğlu. Diğerlerini belki tanımazsın" diyerek sözlerini bitirmişti. İstanbul'da Marmara Bölgesi Müftüler Toplantısı, Beyazıt'taki Fırat Kültür Merkezi'nde yapılmıştı. Ben orada söz olarak bir konuşma yapmıştım. Ayakta alkışlanan konuşmadan sonra bir yıl içinde kağıt üzerinde 6 sefer tayinim çıkarılmıştı. Rahmetli Sadık Uysal Hoca: "Zekeriyacığım yüzde bin defa haklısın. Ama unutma ki büyük balık küçük balığı yutar" diyerek beni uyarıyordu. Bursa Osmangazi müftülüğü dönemlerinde çok güzel ve unutulmayacak hizmetleri oldu. 1995 yılında il müftülüğünde ve ilçelerdeki görevlilerden hacda görevlendirilecekler tespit edilirken gördüğüm haksızlık karşısındaki itirazıma bağlı olarak "Bizim deli oğlan yine kitabın orta yerinden konuştun. Seni tebrik ederim" diyerek Benim haklı olduğumu söylemişti.
Kıymetli okuyucularım.
Sadık Uysal Hoca emekli olduktan sonra da boş durmamıştır. Kuran öğretimine meraklı olan görevlilere dersler vermeye devam etmiştir. İyi bir hafız olması nedeniyle ve bilgi birikimi dolayısıyla çevresinde ve meslektaşları arasında her zaman sevilmiştir. Oğlumun düğününde Ulu Camii Baş İmamı İbrahim Aydın Hoca ile birlikte misafirim olmuşlardı. Sadık Hocam güzel bir sohbet yapmıştı.
Onunla unutamadığım bir hatıram da Ankara'da geçmişti. Diyanet Vakfı Toplantısı salonunda sert tartışmalar olmuştu. Sonraki yıllarda Hz. İsa olduğunu iddia eden bir meczupla tartışmıştık. O moral bozukluğu içerisinde, abdest alma yerinde taşıma ruhsatlı tabancamı unutmuştum. Arkadaşlar silahı getirdiğinde Sadık Uysal hoca bana takılarak, "Şimdi bu manzarayı gazi olan baban görse ne derdi" deyince ben de şu ifadeyi kullanmıştım: "Vallahi Sadık hocam rahmetli babacığım bu hatayı görse idi cevabı şu olurdu, 'Ha karıyı unuttun ha silahı, hiç farkı yoktur' derdi" demiştim. O da "Onlar mübarek adamlar mekânları cennet olsun" demişti.
Kıymetli okuyucularım.
Rabbimiz, "Her canlı ölümü tadacaktır" buyuruyor. Vakti gelen gidecektir. Önemli olan bu fani alemden imanla göçmektir. O da Sadık Uysal hocam da mevcuttu. Ben onun iyi ve imanlı bir kişi olduğuna şahadet ediyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Rabbim geride bıraktığı evlatlarına sevenlerine sabır ihsan eylesin. Amin amin.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
SADIK UYSAL HOCA’NIN ARDINDAN
1 Haziran Çarşamba gecesi vefat eden, 2 Haziran Perşembe günü öğle namazında Bursa Ulu Camii'de cenaze namazı kılınan defnedilen Sadık Uysal Hoca Ehl-i Kuran Aşere Takrib Dersleri veren bir kişiydi. Kendisi ile ince hatıralarımız var. Özellikle 1992'deki Hac döneminde kiralama ekibinde çalıştık. Güzel ve yorucu günler geçirdik. Ben Yenişehir'de müfteyken o da Osmangazi müftüsüydü. Merhum Seyfettin Kılıç Diyanette Kadro Tahsis Şube müdürüyken şöyle demişti: "Zekeriya hocam siz Türkiye'de 55 müftüsünüz. Bunlardan birisi sensin, birisi Bilal Polat, birisi de Sadık Uysal, Osman Müderrin Oğlu. Diğerlerini belki tanımazsın" diyerek sözlerini bitirmişti. İstanbul'da Marmara Bölgesi Müftüler Toplantısı, Beyazıt'taki Fırat Kültür Merkezi'nde yapılmıştı. Ben orada söz olarak bir konuşma yapmıştım. Ayakta alkışlanan konuşmadan sonra bir yıl içinde kağıt üzerinde 6 sefer tayinim çıkarılmıştı. Rahmetli Sadık Uysal Hoca: "Zekeriyacığım yüzde bin defa haklısın. Ama unutma ki büyük balık küçük balığı yutar" diyerek beni uyarıyordu. Bursa Osmangazi müftülüğü dönemlerinde çok güzel ve unutulmayacak hizmetleri oldu. 1995 yılında il müftülüğünde ve ilçelerdeki görevlilerden hacda görevlendirilecekler tespit edilirken gördüğüm haksızlık karşısındaki itirazıma bağlı olarak "Bizim deli oğlan yine kitabın orta yerinden konuştun. Seni tebrik ederim" diyerek Benim haklı olduğumu söylemişti.
Kıymetli okuyucularım.
Sadık Uysal Hoca emekli olduktan sonra da boş durmamıştır. Kuran öğretimine meraklı olan görevlilere dersler vermeye devam etmiştir. İyi bir hafız olması nedeniyle ve bilgi birikimi dolayısıyla çevresinde ve meslektaşları arasında her zaman sevilmiştir. Oğlumun düğününde Ulu Camii Baş İmamı İbrahim Aydın Hoca ile birlikte misafirim olmuşlardı. Sadık Hocam güzel bir sohbet yapmıştı.
Onunla unutamadığım bir hatıram da Ankara'da geçmişti. Diyanet Vakfı Toplantısı salonunda sert tartışmalar olmuştu. Sonraki yıllarda Hz. İsa olduğunu iddia eden bir meczupla tartışmıştık. O moral bozukluğu içerisinde, abdest alma yerinde taşıma ruhsatlı tabancamı unutmuştum. Arkadaşlar silahı getirdiğinde Sadık Uysal hoca bana takılarak, "Şimdi bu manzarayı gazi olan baban görse ne derdi" deyince ben de şu ifadeyi kullanmıştım: "Vallahi Sadık hocam rahmetli babacığım bu hatayı görse idi cevabı şu olurdu, 'Ha karıyı unuttun ha silahı, hiç farkı yoktur' derdi" demiştim. O da "Onlar mübarek adamlar mekânları cennet olsun" demişti.
Kıymetli okuyucularım.
Rabbimiz, "Her canlı ölümü tadacaktır" buyuruyor. Vakti gelen gidecektir. Önemli olan bu fani alemden imanla göçmektir. O da Sadık Uysal hocam da mevcuttu. Ben onun iyi ve imanlı bir kişi olduğuna şahadet ediyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun. Rabbim geride bıraktığı evlatlarına sevenlerine sabır ihsan eylesin. Amin amin.