SON DAKİKA
Hava Durumu

Puslu havayı seven çakallar

Yazının Giriş Tarihi: 15.07.2018 21:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.07.2018 21:02
Ben ve benim gibi düşünenler var ya, Biz vatanımızı çok ama çok sevdik. Daima ‘milletim’, ‘ülkem’ dedik. Mevlana gibi hoşgörünün, Yunus gibi sevginin peşinden koştuk. Hala biz bu asil ve necip milletin ve o milletin değerlerinin kölesi olmaktan şeref duyarız. Bu bağlamda gençliğimize, evlatlarımıza, yetişen nesillerimize tavsiyelerimiz ve söyleyeceklerimiz vardır. Gelin birbirimizi çok sevelim. Aramızdaki farklılıklara tahammül gösterelim. Türkiye için düşünelim planlar geliştirelim. Aramızda tartışalım, münakaşa edelim. Ancak kavga etmeyelim. Bu güzelim, cennet gibi ülkemizin nimetlerini, külfetlerini paylaşalım. Adaletli bir şekilde birlikte yaşamanın yollarını arayalım. Puslu havayı seven çakallar, yırtıcı canavarlar, necaset böcekleri bizleri kullandılar. Aslında sağcısı da, solcusu da, liberal olanı da, İslamcı olanı da hep birlikte bu ülkenin evlatlarıydık. Sevdik, daima sevdik ancak hep karşılıksız sevdik. Pusuda yatan çakallar, yırtıcı hayvanlar bizi böldüler. Okullarımız, mahallelerimiz, şehirlerimiz savaş alanlarımız oldu. Birbirimizden Türkiye’yi kıskandık. Hatta Türkiye’den kovmak istedik. Gelinen noktada ise 2 buçuk metrekarelik hücrelerde birlikte yaşamaya mecbur olan ağabeylerimiz, kardeşlerimiz oldu. Geçmişten geleceğe doğru akıp giden tarih içerisinde kısacık ömürler ne çirkin ne kirli olaylara şahit oldu. Bu olaylar içerisinde 12 Eylül darbesi acı ve karanlık günler olarak daima hatırlanacaktır. Yoğun bir sis perdesinin arkasında kalan ve pusudaki çakalların sofralarını şenlendiren o karanlık dönemlerin peşinden işkenceler, zulümler, haksızlıklar, adil olmayan şartlı mahkemeler ve darağaçları. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, “Gazetelerin rengi kıpkırmızı, onlarca ölü resmi. İşgal edilmiş fakülteler, fabrikalar, güvenlik kuvvetlerinin bile giremediği kurtarılmış bölgeler. Toplumsal uzlaşı yok. Sermaye dolaşımının kilit haritası olan Anadolu adeta sınav veriyor. Kimilerine göre kurtuluş, kimilerine göre Türk milletinin hak ve hürriyetler mücadelesinin kırılma anı. İşte 12 Eylül harekatı devreye giriyor. Her ne hikmetse bir anda anarşi, terör sona eriyor. Sonra da sağlıksız yargılama ortamı, işkencelere dayalı sorgulama yöntemleri, sahipsiz dosyalara sahip arama, haksız ve adalet tanımayan kararlar, idamlar ve yılları çalınan insanlar. Tekrar yaşanmaması için yapılan dualar.” İşte rahmetli Muhsin kardeşimizin tespiti budur. Hep rahmetle andığım üç insan. Recep Yazıcıoğlu, Adnan Kahveci ve Muhsin Yazıcıoğlu. Bu üçlü çok acıklı şekilde aramızdan ayrılmıştır. Peşlerinden gelen olaylar malumdur. Puslu havayı seven hainler ve iki ayaklı çakallar gerek sivil gerekse askeri ve adli hainlerle 15 Temmuz 2016 ihanetine teşebbüs etmişler, hüsrana uğramışlardır. Şimdi de Adnan Oktar deyyusu ortaya çıkarılmıştır. Oktar Babuna denilen namussuzla birlikte belki yüzlerce beyin travestisi kedicikler namıyla, ecdadın can ve mal vererek aldığı İstanbul’da boğaza nazır özel malikanesinde ahlaksızca yaşamalarına göz yumulmuştur. Şahsım adına defalarca bu deyyusun susturulması için yazılar yazım. Bu şerefsizler Manukyan’dan bile gerideler. Çok kirli sözleri olmasına rağmen vergisini vermişve bir dönem rekortmen olmuştur. Bilmem meramımı anlatabildim mi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.