Sevgili okuyucularım.
Her zamankinden daha çok, şanlı Peygamberimize insanlığın duyduğu ve ihtiyaç hissettiği “ Hasret ve özlem” artmıştır. Onun için 29 Kasım Çarşamba (yani bugün) idrak ettiğimiz ve şerefiyle müşerref olduğumuz Mevlid Kandili Allah Resulü’nün doğumunun 1439. yılıdır. Mevlid “doğum yeri, doğum vakti” anlamına gelmektedir. İslami anlayış ve gelenekte ise Peygamberimizin dünyaya teşriflerinin “Kameri yıl dönümü” olarak kutlandığı geceye denir. Peygamberler silsilesinin sonuncusu olan şanlı Peygamberimizi en güzel anlatan kavram şüphesiz sevgi, hoşgörü, rahmet ve merhamettir. Onun içinde Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şu müjdeli haberi vermektedir, “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya Suresi Ayet 107) Peygamberimizin adalet, merhamet, rahmet ve hoşgörü anlayışı bütün insanlığı kuşatmıştır. Onun hayatını büyük bir hayranlıkla seyretmek ve anlatmak yerine onu, örnek ve model almaya çalışmak en doğru hareket olacaktır. O, yaşadığı dönemde iyi bir baba, iyi bir eş, mükemmel bir komutan iyi bir devlet başkanı, çok örnek bir muallim olmuştur. Sahabeye ve tüm insanlığa bu bağlamda yol göstermiştir. Bugün içinde Allah Resulü bizim ve dünya insanlığı için vazgeçilmez bir rehberdir. “Ey Allah’ın Resulü, Ey Şanlı Peygamber, Ey Âlemlere rahmet olarak gönderilen Nebi, ey sevgili, sen dünyamıza doğmadan önce, kızgın kumlara diri diri gömülen kız çocuklarının çığlıkları, vicdanları yakmıyordu. Burnu halkalı ve alnı damgalı köleler ümitsizdi. Kadınlar kocalarına, kocalarda Lata, uzaya, hübele secde ediyorlardı. Fuhuş, kumar, zina, faiz, ihtikâr, kara borsa, kan ve zulüm o dereceye varmıştı ki zayıflar evlerine, ehli kitap dağ başlarına ve ıssız vadilere sığınmışlardı. Zalimle ve şerefsizler, bütün makam ve mevkileri işgal etmiş ve şerefli insanlar yerlerde sürünüyorlardı. Sen geldin çığlıklar bitti, gözyaşları dindi, köleler hür oldu, kadınlar yüceldi, erkekler sahte tanrıları kırdılar, iffet, helal kazanç ve kardeşlik yeniden doğdu. Hak adalet, şefkat devlet oldu. Mazlumlar, madurlar kuvvetlendiler. Zalimler, gaddarlar, namussuzlar alçaldılar, kahroldular. Garipler, sahipsizler, kimsesizler sen de ve senin aziz kadronda sevgi yakınlık ve kardeşlik buldular. Güçsüzler senin meclisinde güçlendiler. Ey Şanlı Peygamber. Sen vefatından sonra “Bana salat-u selam gönderin, onu bana ulaştırırlar” buyurmuştur. Sana yağmur taneleri sayısınca, ağaçlardaki yapraklar miktarınca denizlerdeki ve okyanuslardaki su damlaları kadar selam sunuyoruz, bizim sevgili kurtarıcımız. Sana ne kadar muhtacız ya Resul Allah. Bizi terk etme, bizi unutma, içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi kahrederimsin diyerek Allaha yönelmeyi bize sen öğrettin. Bize şefaatçi ol. Dursun insanlığın yüz karası şu cinayetler, dursun pazarlanan insanlık, dursun zalimlerin zulmü.
Bu duygularla Mevlid Kandilimiz mübarek olsun. Amin.