Sevgili okuyucularım… Bir kardeşimiz, daha doğrusu bir gencimiz, evladımız bana ciddi bir konudan bahsetti ve dedi ki, “Hocam Türkiye’nin en çalışkan belediye başkanı Tunceli’nin Ovacık ilçesinde. Hem de Türkiye Komünist Partisi’nden tek belediye başkanı.” Ben o gencimizi hiç kırmadan şu cevabı verdim: “Delikanlı ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ diye buyuran dinimiz var. Doğru, dürüst ve adil bir şekilde çalışılır; topluma, insanlara hizmet götürülürse; helal, haram tahliline dikkat edilirse elbette mükafatı büyük olur. Tabii inanmak esastır. Şu veya bu partiden olmaktan ziyade hizmeti esas almak önemlidir.” Bu ifademin peşinden o genç evladımız “Nasıl yani hocam? İnanmaktan neyi kastediyorsun” deyince şu hadiseyi ona naklettim:
Yıllar önce bir il müftümüz Edirne’de ‘gençlik ve iman’ konulu konferans veriyor. Yoğun bir kalabalık, çoğunluğu gençler. Konferans bittikten sonra soru faslı başlıyor. Bir delikanlı söz alarak sorusunu vakıa içinde soruyor. Soru şudur: “Sayın hocam konuştuğunuz salonun aydınlatılması elektrikle oluyor. Konuştuğunuz cihaz elektrikle çalışıyor. Şimdi bu hizmetleri insanlığa sunan Edison (elektriği bulan kişi) cehenneme gidecekse, siz günde 5 vakit namaz kılarak cennete mi gideceksiniz?” salonda belli bir kesim uzunca bir alkış tutar. Hocamız eline mikrofonu alır ve “Delikanlı ne iş yapıyorsun?” der. Cevap hazır. “Efendim elektrik mühendisiyim” der. Peki, evladım dinle bakalım “Şu anda bir an için Kapıkule gümrük memuru ol. Karşına bir adam getirdiler. Pasaportu yok. Türkiye’ye sokar mısın?” “Hayır, hocam sokamam.” “Peki bu adam sana ben Edison’um derse ne yaparsın?” “Yine de Türkiye’ye giremez. Çünkü pasaport şarttır.” Hoca taşı gediğine koyar. “Be evladım sen pasaportu yok diye Edison’u Türkiye’ye sokmuyorsun da Allah’ın talep ettiği iman pasaportu olmadan bu adamı cennete nasıl koyuyorsun?” dediğinde salon ayakta alkışlar ve o iyi niyetli genç “Hocam benim ufkumu açtın. İnanın bana bunları düşünmemiştim. Özür diliyorum” der.
Sevgili okuyucularım, değerli gençler… Mesleğiniz her ne olursa olsun, hangi hizmeti yaparsanız yapın ama mutlaka iman sahibi olun. “İmansız yürek sinede yüktür” diyen şairimizi unutmayın. Mutlaka iman pasaportumuzu yirmi dört saat yanımızda bulunduralım. Değilse o kapıdan içeri giremeyiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Pasaport konusu çok önemli
Yıllar önce bir il müftümüz Edirne’de ‘gençlik ve iman’ konulu konferans veriyor. Yoğun bir kalabalık, çoğunluğu gençler. Konferans bittikten sonra soru faslı başlıyor. Bir delikanlı söz alarak sorusunu vakıa içinde soruyor. Soru şudur: “Sayın hocam konuştuğunuz salonun aydınlatılması elektrikle oluyor. Konuştuğunuz cihaz elektrikle çalışıyor. Şimdi bu hizmetleri insanlığa sunan Edison (elektriği bulan kişi) cehenneme gidecekse, siz günde 5 vakit namaz kılarak cennete mi gideceksiniz?” salonda belli bir kesim uzunca bir alkış tutar. Hocamız eline mikrofonu alır ve “Delikanlı ne iş yapıyorsun?” der. Cevap hazır. “Efendim elektrik mühendisiyim” der. Peki, evladım dinle bakalım “Şu anda bir an için Kapıkule gümrük memuru ol. Karşına bir adam getirdiler. Pasaportu yok. Türkiye’ye sokar mısın?” “Hayır, hocam sokamam.” “Peki bu adam sana ben Edison’um derse ne yaparsın?” “Yine de Türkiye’ye giremez. Çünkü pasaport şarttır.” Hoca taşı gediğine koyar. “Be evladım sen pasaportu yok diye Edison’u Türkiye’ye sokmuyorsun da Allah’ın talep ettiği iman pasaportu olmadan bu adamı cennete nasıl koyuyorsun?” dediğinde salon ayakta alkışlar ve o iyi niyetli genç “Hocam benim ufkumu açtın. İnanın bana bunları düşünmemiştim. Özür diliyorum” der.
Sevgili okuyucularım, değerli gençler… Mesleğiniz her ne olursa olsun, hangi hizmeti yaparsanız yapın ama mutlaka iman sahibi olun. “İmansız yürek sinede yüktür” diyen şairimizi unutmayın. Mutlaka iman pasaportumuzu yirmi dört saat yanımızda bulunduralım. Değilse o kapıdan içeri giremeyiz.