Kıymetli okuyucularım. Sizlerle birlikte kitabımız Kuran-ı Kerim'den bazı ayetleri paylaşmak istedim. Şuara Suresi ayet 128-129-146-147-148-149-221 ve 222. Bu ayetlerin ve meallerini (anlamlarını) öğrendikten sonra konuya gelmek istiyorum. "Siz her yüksek yere bir alamet, bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz? İçlerinde ebedi yaşama ümidiyle sağlam yapılar mı ediniyorsunuz? Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız? Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz. Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar her günahkâr yalancıya inerler." Bakınız Diy. İş. Bek. Kuran-ı Kerim meali sayfa 371-375.
Yukarıda anlamlarını verdiğimiz ayetlerde geçmiş kavimlerin milletleri neden ve niçin hangi sebeple helak olup gittiği, dağıldığı anlatılarak insanlar, Müslümanlar uyarılmaktadır. Tefsir kitaplarımızda güvercin kaleleri, gelip geçenleri eğlendirmek için yapılan yüksek binalar, tepelere dikilen abideler, muazzam köşkler, müstahkem kaleler, mahzenler ve sığınaklar şeklinde konu anlatılmaktadır.
Kıymetli okuyucularım. Günümüz Müslümanlarına İslam Alemine ve liderlerine bakarsak aklınıza şu soru gelmektedir. Ovalarda saraylar, dağlarda köşkler, sahillerde villalar, yeşil ormanlık alanlarda ve su kenarlarında malikâneler. Ayrıca gökdelenler, plazalar, rezidanslar, AVM'ler ve benzerleri bunları hiç bırakmayacağımızı zannederek o mülklerin adeta kulu kölesi oluruz. Onlar put haline gelir. Onları süsler, işler albenisini çoğaltırız. Sonra da çıkarız ortaya Kuran'dan, Resulü Ekrem'den bahsederim. Bir tarafta oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Alçakça ve kahpece cinayetler işleniyor. Öbür tarafta kapitalistler maddekolikler ve dünya malını putlaştıranlar için oluk oluk para akıyor. Sorarsanız mübareklerin hepsi de Müslüman. Kimse kusura bakmasın ve alınmasın. Kuran ayetlerinin ve kainat kitabının tarif ettiği bir olan ve her türlü noksan sıfatlardan arınmış olan Allah o birilerinin kafalarında yontup tapındığı Allah değil. Çünkü Kuran'da Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Size Allah'tan başkasını ilah edilenleri bildireyim mi tarif edeyim mi?" Burada Muhiddin İbn-i Arabi'nin o meşhur sözü aklınıza geliyor, "Sizin taptığınız Allah benim ayaklarımın altındadır" diyor. Önce beynimizdeki putları yıkıp atalım sonra da Mümin ve Müslüman olduğumuzu haykıralım.
Kıymetli okuyucularım. Elin Yahudisi, Hristiyanı Müslüman olmayanı beni hiç ilgilendirmiyor. Ben Müslümanlara, İslam Alemine bakıyorum. Uçaklar dolusu hediyeler, kasalar dolusu paralar, tapulanmış yüzlerce taşınmaz mallar. Sonra da bilinen o iddialar. Müslüman, dindar, inançlı adam. Güldürmeyin insanı... Onun için tekrar soruyorum: "Pardon Müslümanlık bunun bu mu" diyorum. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un tabiri ile yazımı noktalamak istiyorum. Mekânı cennet olsun. "Müslümanlık nerede? Geçmiş bizden insanlık bile!"