Kıymetli okuyucularım
İster kendi içimizde kendi vatandaşlarımız arasında olsun ister ülkeler arası irtibat ve temaslarda olsun para uğruna yapılan rezaletler her zaman devam etmektedir. Miras kavgaları alacak verecek meseleleri, planlı cinayetler, insan ticareti ve aklımıza gelen, gelmeyen bütün hadiselerin temelinde para yatmaktadır. Ülkeler arası temaslarda bile (savaş ve barışlar dahil) para ön plandadır. Milletler arası dostlukların altını dikkatlice kazırsanız altından para çıktığını görürsünüz. Mesela siz ülke olarak döviz sıkıntısı mı çekiyorsunuz. Size kredi vermek için uzanan eller bu ihtiyacınızı kısa vadeli ve yüksek faizli sözde yardım ayakları ile karşılayacak. Adına da dostluk diyecektir. Gayri resmi ithalatların, ihracatların, kaçakçıların, gizli döviz borsalarının, rüşvetçilerin, yolsuzlukların ve bütün ihanetlerin altından para çıkar.
Kıymetli okuyucularım
Geldiğimiz noktada milli ve manevi ülküsünün hizmetkârı olan kadrolara ihtiyaç vardır. Çeşitli tertip ve oyunlarla ihanetleri planlayan sonra da habersizmiş gibi görünenleri bilmek zorundayız. Kanunları ve ekonomik prensipleri çiğneyerek, gayri resmi bir şekilde çalışanların para uğruna topluma verdiği zararların hesabı belli değildir. Çeşitli tertip ve oyunlarla sizin elinize geçmesi gereken dövizlerin onların kasalarına girmesi elbette bir tesadüf değildir. Tıkanmaların sebebi para düşkünü malûm tiplerdir. İsim vermek istemiyorum ama rahmetli olan emekli bir albayımız bu parakolik tiplerin 1957'lerde "Vatan Cephesi" mensupları arasında bir sürü para yiyenlerden bahsetmiştir. Sonraki yıllarda ihracat yapıyorum diyerek ağaç yongalarını, artık kumaş parçalarını kullanarak devletten milyonları götüren (çalan) yeğenleri hala unutmadık. Daha sonraki senelerde gümrük ve tekel bakanının adını kullanarak yapılan bavul ticareti hala hafızalardadır. Banker ayakları ile yapılan vurgunlar, dolandırılan insanlar unutulmuş değildir. Para uğruna kutsallarımız olan neyimiz varsa istismar edilmiştir. Müttefik diye, dost ülke diye lanse edilen bazı devletlerin PKK gibi YPG ve PYD gibi terör örgütlerine silah yardımı yapmaları para için değil mi? Daha doğrusu içimizde ve dışımızda ne kadar ihanet varsa hepsinin altından para ve menfaat çıkar. O halde yapılması gereken nedir?
Kıymetli okuyucularım
Çare tedbirleri arttırmak, ihanet odaklarının oyununu bozmak ve sevinçte de üzüntüde de bir olmaktan geçer. Bunları yaparken bizim görüşten, bizim partiden anlayışını terk edip adalet ve hukuk ilkelerini ön plana çıkarmak lazımdır. Değilse bir zamanlar sosyetenin gayrimeşru çocuğuna "Aşk meyvesi" diyenlerin durumuna düşülür. Aslında bunların kökünden kazılması için tek çare ve tek yol istismar edilmeden, emin ellerde olan ve uygulanan İslam ahlak ve fazileti Türklük şuur ve gururu ile mümkündür. Elbette slogan ve nutuk, sistem ve peçe Müslüman’ı değil uygulama Müslüman’ı olmak şartıyla.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
PARA UĞRUNA YAPILANLAR
İster kendi içimizde kendi vatandaşlarımız arasında olsun ister ülkeler arası irtibat ve temaslarda olsun para uğruna yapılan rezaletler her zaman devam etmektedir. Miras kavgaları alacak verecek meseleleri, planlı cinayetler, insan ticareti ve aklımıza gelen, gelmeyen bütün hadiselerin temelinde para yatmaktadır. Ülkeler arası temaslarda bile (savaş ve barışlar dahil) para ön plandadır. Milletler arası dostlukların altını dikkatlice kazırsanız altından para çıktığını görürsünüz. Mesela siz ülke olarak döviz sıkıntısı mı çekiyorsunuz. Size kredi vermek için uzanan eller bu ihtiyacınızı kısa vadeli ve yüksek faizli sözde yardım ayakları ile karşılayacak. Adına da dostluk diyecektir. Gayri resmi ithalatların, ihracatların, kaçakçıların, gizli döviz borsalarının, rüşvetçilerin, yolsuzlukların ve bütün ihanetlerin altından para çıkar.
Kıymetli okuyucularım
Geldiğimiz noktada milli ve manevi ülküsünün hizmetkârı olan kadrolara ihtiyaç vardır. Çeşitli tertip ve oyunlarla ihanetleri planlayan sonra da habersizmiş gibi görünenleri bilmek zorundayız. Kanunları ve ekonomik prensipleri çiğneyerek, gayri resmi bir şekilde çalışanların para uğruna topluma verdiği zararların hesabı belli değildir. Çeşitli tertip ve oyunlarla sizin elinize geçmesi gereken dövizlerin onların kasalarına girmesi elbette bir tesadüf değildir. Tıkanmaların sebebi para düşkünü malûm tiplerdir. İsim vermek istemiyorum ama rahmetli olan emekli bir albayımız bu parakolik tiplerin 1957'lerde "Vatan Cephesi" mensupları arasında bir sürü para yiyenlerden bahsetmiştir. Sonraki yıllarda ihracat yapıyorum diyerek ağaç yongalarını, artık kumaş parçalarını kullanarak devletten milyonları götüren (çalan) yeğenleri hala unutmadık. Daha sonraki senelerde gümrük ve tekel bakanının adını kullanarak yapılan bavul ticareti hala hafızalardadır. Banker ayakları ile yapılan vurgunlar, dolandırılan insanlar unutulmuş değildir. Para uğruna kutsallarımız olan neyimiz varsa istismar edilmiştir. Müttefik diye, dost ülke diye lanse edilen bazı devletlerin PKK gibi YPG ve PYD gibi terör örgütlerine silah yardımı yapmaları para için değil mi? Daha doğrusu içimizde ve dışımızda ne kadar ihanet varsa hepsinin altından para ve menfaat çıkar. O halde yapılması gereken nedir?
Kıymetli okuyucularım
Çare tedbirleri arttırmak, ihanet odaklarının oyununu bozmak ve sevinçte de üzüntüde de bir olmaktan geçer. Bunları yaparken bizim görüşten, bizim partiden anlayışını terk edip adalet ve hukuk ilkelerini ön plana çıkarmak lazımdır. Değilse bir zamanlar sosyetenin gayrimeşru çocuğuna "Aşk meyvesi" diyenlerin durumuna düşülür. Aslında bunların kökünden kazılması için tek çare ve tek yol istismar edilmeden, emin ellerde olan ve uygulanan İslam ahlak ve fazileti Türklük şuur ve gururu ile mümkündür. Elbette slogan ve nutuk, sistem ve peçe Müslüman’ı değil uygulama Müslüman’ı olmak şartıyla.