SON DAKİKA
Hava Durumu

PARA PİYASASI VE İSLAM DİNİ

Yazının Giriş Tarihi: 28.12.2021 14:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.12.2021 14:06
Kıymetli okuyucularım
Ekonomi uzmanları genel anlamda paranın devir halinde olmasını tavsiye ederek onu vücudumuzda dolaşan kana benzetmişlerdir. Nasıl ki kan devri aksayınca insan bünyesinde bir takım problemler meydana gelirse paranın devri de aksayınca ekonomide bir takım problemler meydana gelir. Bunun için çeşitli tedbirlerle ihtiyaç vardır. Prensip olarak mal ve hizmet üreticileri ile bu mal ve hizmetleri tüketenler arasında devreden şey paradır. Yani üreticilerle tüketicilerin ya da onların temsilcilerinin organize ettikleri sistemde ön planda para vardır. Bunun da olması için özel ve kamu teşebbüslerine ihtiyaç vardır. Bazen şahıslar, bazen firmalar, bazen de kamu kuruluşları bu bağlamda aracı vazifesi yapmaktadırlar. Kapitalist sistemlerde bu işi özel teşebbüse ait firmalar, toptancılar, komisyoncular, simsarlar yapmaktadırlar. Komünizm’de kamuya ait kuruluşlar ve memurlar, belediyeler hatta seçilmiş simsarlar bu işi yaparlar. Demokrasilerde ise özel teşebbüs biçimi olarak kooperatifler üretici ile tüketici arasında mal ve hizmet noktasında aracı ve rantiyeci sınıfları azaltmak ya da tesirsiz hale getirmek için teşkilatlanmışlardır. Ancak bu teşebbüs yeterince başarılı olmamıştır. Neticede para her halükarda üreticilerle tüketiciler arasında firmalar yahut devlet dolaşır durur.

Kıymetli okuyucularım
İster şahıslar, ister devlet olsun evde ettikleri paraların bir kısmını tasarruf ediyorum diyerek piyasadan çekerlerse para akışının hızı yavaşlar ve piyasada para darlığı başlar. Bu durum mal ve hizmetleri değer kaybına uğratır. Bazen de malların stok edilmesine sebep olur. Üretim düşer. İşsizlik artar. İşçi ve işveren arasında sürtüşmeler başlar. Kredi ihtiyaçları artar. Enflasyon hızlanır. Piyasadan çekilen paraya göre vaziyet değişir. İslam ekonomik sisteminde ise paranın atıl kalması (çalıştırılmaması) önlenmiştir. İş ve yatırım teşvik edilmiştir. Zekât, paranın atıl kalmasını önleyen bir törpü olmuştur. Çalıştırılmayan, yatırım sahasına kaydırılmayan paradan her yıl kırkta bir verilen zekât paranın eksilmesine sebep olacaktır. Elbette para durduğu yerde artmaz. Kaldı ki İslam dininde yeni iş sahaları açmak, insanların iş güç sahibi olmasını temin etmek ve helal kazanç yollarını açmak cihad kabul edilmiştir.

Kıymetli okuyucularım
İslam'da tasarruf parayı piyasadan çekmek değildir. Onu adeta hapsederek çalıştırmadan bekletmek hiç değildir. Bilakis israftan sakınarak artırılan parayı iş ve yatırım sahalarına kaydırmak, istihdam imkânlarının çoğaltmak, muhtaçlara yardımcı olmak, faizsiz borç para vermek ve yatırımlara destek olmak teşvik edilmiştir. Bunları yaparken istismarcılara Harun pozu vererek Karunlaşanlara karşı dikkatli olmak zorundayız.

Not: konu ile ilgili Sayın S. Ahmet Arvasi (Mekânı cennet olsun) hocamızın, Türk İslam Ülküsü isimli eserinin 2. cildi 173-180 arası sayfalarına bakabilirsiniz.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.