SON DAKİKA
Hava Durumu

ÖZLEDİĞİM VE HASRETİNİ ÇEKTİĞİM SİYASETÇİ KİMDİR?

Yazının Giriş Tarihi: 19.11.2021 18:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.11.2021 18:47
Kıymetli okuyucularım
Yıllardan beri özlemini, hasretini çektiğimiz siyasetçi modeli hiç kuşkusuz hesap veren ve hesap soran kimselerin olmasıdır. Ne yazık ki 1938'in 10 Kasım'ından yani Atatürk'ün vefatından sonra böyle bir siyasetçi gelmemiştir. Seçim zamanlarında meydanlarda konuşulurken yapılan haksızlıklardan suistimallerden (yetkileri kötüye kullanmak) bahsedilir. Hamasi nutuklar atılır. Milletimiz yeminli inandırıcı olan bu sözlere kanar. Bir de işin içinde din-iman girdi mi hedefe ulaşılır. TBMM'nde de yemin edilir. Aradan aylar yıllar geçer siyasi yelpazeye göre bürokratlar atanır. Kimilerinin yerleri değiştirilir. İktidarda olanlar yeni kanun teklifleri yaparlar, muhalefet bunlara karşı çıkar. Faydalı mı zararlı mı diye düşünmez. Peşinden muhalefet kanun teklifleri yapar, iyi mi, kötü mü, faydalı mı, zararlı mı diye bakmadan iktidar hayır der. Her ikisi de hem iktidar hem muhalefet seçmene şirin gözükmek için gündemde kalmaya devam eder. Milletimiz ise suni gündemlerle oyalanır.

Kıymetli okuyucularım
Demokrat Parti döneminde, Vatan Cephesi mensupları, Adalet Partisi döneminde yeğen Yahya Demirel'in ihracaat vurgunları. Anap döneminin papatyaları ve gümrüklerinde ki bavul ticaretleri ile zenginleşen haramzadeler. Bu arada türeyen bankerler ve yapılan soygunlar. Sonraki kurulan hükümetlerde ki kompensan ve benzeri vurgunlar. Devlet bankalarından alınan nice krediler. İlaveten yapılan imar yolsuzlukları, kollanan vatandaşlar. Ayrıca istismar edilen inançlarımız. Türk milleti yapılanlardan ve yaşadıklarından bıkmış olacak ki "Bir anda gömlek değiştirdik" diyerek piyasaya çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi'ne büyük ilgi gösterdi. 2002 genel seçimlerinde oyların %35 (yüzde otuz beş)'ini aldı. 2007 seçimlerinde ise 341 milletvekili çıkararak rekor kırdı. Çünkü milletimiz yapılan ve vaatlere, verilen sözlere inanmıştı. Ülkenin iyi ve dürüst yönetilmesinin hasretini çekiyordu. Devletin gelir kaynaklarının doğru ve adil kullanılması, gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesi önem arz ediyordu. Bilhassa yolsuzlukların siyaset ayakları ile yapılan vurgunları meydana çıkarılması gerekiyordu. Ancak 2012 yılından itibaren beklentiler hayal oldu. Üst üste istenmeyen hadiseler gelişti. Cemaat ayakları, Reza Zarrap soygunları, bazı bakanların oğulları dahil evlerinden çıkan paralar. Üzücü ve çirkin hadiseler.

Kıymetli okuyucularım
Hesap veren ve hesap soran bir siyasetçi kadroya adeta hasret kaldık. Yolsuzlukların muhafazakarı, milliyetçisi, sosyal demokratı olunmaz. Bu bağlamda Ankara Belediye Başkanı sayın Mansur Yavaş'ın örnek çalışmaları takdire şayandır. TBMM'nin üyeleri dokunulmazlık zırhı altında rüşvetle bile gündeme gelmiş ise siyasi güç ve otorite sahipleri bu hesabı bile sormaktan uzak kalmışlarsa şüphesiz hesap veren ve hesap soran siyasi kadrolar yeniden iktidara taşınacaktır. Herkes olanları bitenleri görüyor.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.