Ben istiklal denizinde kulaç atmak isterim. Ben hürriyet pınarından su içmek isterim. Ben adalet timsali Hz. Ömer’in ‘Anaların hür doğurduğu, Allah’ın hür yarattığı insanlara zulüm etmeyiniz’ mesajını kendime örnek alırım. Ama ben ‘cazgırlık plajında’ özgürlük narası atan sahte hümanistlerin sempatizanı olamam. Müslüman olarak, ‘Dinde zorlama yoktur. İman ile küfür apaçık ortaya çıkmıştır.’ (Bakara Suresi Ayet 256) Allah insanoğluna dini inançlardan dolayı baskı yapılmasını yasaklamış ve ‘din yüzünden işkence yapmak (fitne) adam öldürme (katl)den daha şiddetlidir’ (Bakara Suresi Ayet 191) buyurmuştur. Dini korumak, canı korumak, aklı korumak, nesli korumak, malı korumak. Burada din, insanı hayvanlık derecesinden kurtarıp insanlık mertebesine yükselten manevi bir müessesedir. Dine bağlı olmak, insanın özelliklerindendir. O halde insan, dini her türlü saldırıdan korumalıdır. İslam, din hürriyetini himayesi altına almıştır. Dini korumak, ruhu dini duygularla güçlendirmek için farz kılınmıştır. Bütün ibadetler nefsi terbiye etmek ve din ruhunu geliştirmek için emredilmiştir. (Bakınız İslam Hukuku Usulü 314) Canı korumak, insanın mukaddes olan hayat hakkını korumaktır ki, bu bağlamda haksız olarak insan öldürmek onun herhangi bir uzvunu kesmek zulümdür. İnsana sövmek, zina ve benzeri iftiraları atmak, şahsiyeti rencide edici ve şerefini küçültücü yollara teşebbüs etmek büyük günahtır. İslam dini bu anlamda insanın bütün hürriyetlerini korur ve teminat altına alır. Aklı korumak, onu zayıflatıcı kötülüklerden uzak tutmak dinimizin emridir. Malı korumak, hırsızlık, gasp gibi tecavüzlere karşı onu muhafaza etmek esastır. Mal, fertler arasında adaletli bir şekilde dağıtılır, israftan kaçınılır. Neslin korunması ise, bütün insan türünün korunması, sevgi, saygı ve dayanışma gibi insanları birleştirici bir eğitim sistemine göre yetiştirilmeleri demektir. Bu bağlamda neslimizi tahrip eden çığırtkanlıkları özgürlük naralarının karanlık bulutları arasında insanlara yutturmaya çalışmak tam bir ihanettir. Cezai müeyyidelerin hemen hemen tamamı nesli korumaya yöneliktir. Uyuşturucu, alkol, ahlaksızlık, israf, tecavüz, cinayet ve aşırı harcama düşkünlükleri neslimizi perişan etmektedir. Özellikle terörün ve devlete karşı alınan her türlü cephenin bir ihanet olduğu çok manidardır. Bu itibarla neslin korunması farz-ı ayndır.
Not: İleriki günlerde konu detayla ele alınacaktır.