Kıymetli okuyucularım.
Tarihimize baktığımızda Osmanlı Devleti'nin (İmparatorluğu'nun) çöküşüne sebep olan etkenlerden ve en önde gelenlerinden olan hiç şüphesiz içki ve ona bağlı eğlence düşkünlüğüdür. Ancak bir takım dolma ve şişirme bir o kadar iftira tutkunları Osmanlı'dan bahsederken cennet mekan tabirlerini kullanırken ya da hazret diyerek konuya girerler. Atatürk'ten bahsederken içkiye müptelası alkol düşkünü idi diye bahsederler. Gelin birlikte konuya göz atalım. Mesela Fatih Sultan Mehmet Han'ın oğlu İkinci Beyazıt içki olan düşkünlüğü yüzünden devleti tehlikeye atarken bunu gören oğlu Yavuz Sultan Selim'in müdahalesi ile karşılaşmıştır. Mesela Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük bir padişahın evladı şehzade Mustafa'yı feda ederek devletin idaresinde 2. Selim gibi bir sarhoşa bırakmasıdır. Malum zat Kıbrıs Şarabı içerek sarayda başını hamamın taşlarına vurarak ölüp gitmiştir. Bundan sonra eğlence içki, israf, şehvet, devrinin kapıları aralanmıştır. Mesela 3. Murat ve 3. Mehmet Osmanlı Devleti'nin Amansız Cellat’ı diye isim yapmışlardır. Her türlü rezaleti ve eğlenceyi icra ederek devletinin çöküşüne zemin hazırlamışlardır. Örneğin 4. Murat büyük padişahlarımız arasındadır. Ancak içtiği rakının kurbanı olmuştur. Devletin geleceğini akıl noksanı anlayıştan mahrum Deli İbrahim'e bırakmıştır. Gerilim 2. Mahmud'a, ayıtlarda Erdoğan Tokmakçıoğlu'nun yazdığı İdam Edilen 44 Sadrazam isimli eserde 17 evlilik geçiren bu padişah başlattığı inkılaplar, Rusya meselesi, Mehmet Ali Paşa'yı gıyabında idama mahkum etmesi ve içkiye müptela olması bilinmektedir. Mesela Sultan Abdülmecid o da 16 eşli, içkiye düşkün birisidir.

Kıymetli okuyucularım.
Sevgili Peygamberimiz (Ona selam olsun), "Aranızdan ebediyen ayrılanları, ölülerinizi rahmetle anın" buyuruyor. Elbette herkes ameliyle (Yaptığı işlerle) hesaba çekilecektir. Bize düşen aramızdan ayrılanları rahmetle anmaktır. Ancak birilerine göre bunlar cennet mekan oluyor da Atatürk nasıl küfürle itham ediliyor. Utanmadan sıkılmadan "Cumhuriyeti içki masasında kurdu" diyecek kadar alçalabiliyorlar. Onun hazırlatmış olduğu 49 adet hutbeden 37'si içkinin kötülüğü hakkındadır. İşte bir örnek... İçkinin haram olduğunu söyleyen ancak bu konudaki ayeti bilmeyen bir imamla arasında geçen hadise şudur. Atatürk imama içki ile ilgili ayeti sorar. Hoca sıkışır ve "Paşam doğrusunu söyleyeyim mi? Ben buraya Macır geldim. İş aradım bulamadım. Elhamdülillah Müslümanız. Yapabileceğimiz kadarını yapıyorum. Senin dediklerin kadar derinini bilemem" diyor. Atatürk çok memnun oluyor ve "Aferin Türk ve Müslüman yalan söylemez. Doğru konuştuğun için seni affediyorum. Yalnız bak burası deniz kenarı, buraya bir ecnebi (yabancı) gelse de İslam hakkında sana bir şey sorarsa bilemiyorsun habersizsin. Müftü Efendi'den ders alacaksın. İleride gelip seni imtihan edeceğim. Sen büyük bir vazife de bulunuyorsun. Bilgili olacaksın" diyor. Peşinden de ilgili ayeti okuyor ve anlamını da veriyor. Devamında ise "Allah'ın men ettiği şeylerin kullanılması yasaktır. Fakat Allah büyüktür. Affedicidir. Allah kusurlarımızı affetsin" diyerek yoluna devam ediyor. İftiracı ve kin yumağı şarlatanlara duyurulur.