Kıymetli okuyucularım, toplumsal hayatta birtakım huzursuzluklara yol açan taşkınlıklar büyük ölçüde insanın hayvani yönünü tatmin eden dünyevi ve maddi zevklere düşkünlüktün kaynaklanır. Dünyevi ve maddi zevk deyince de aklımıza yeme, içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç insanı maddi zevk ve şehvetler peşinde koşturan dolayısıyla da Allah’ın emirlerine uyamadığı için kendisine zulmetmesine, insanların halklarına riayet edemediği için onlara zulmetmesine sebep olan nefsi dizginleyip, sakinleştirmenin bir ilacı aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir. Oruç bir sabır eğitimidir. İnsanın hayatta başarılı olması için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme kabiliyeti geliştiren bir özelliğe sahiptir. Nefsin isteklerini kontrol altına alınmasında etkili bir tedavidir. Oruç yoksulların, fakir ve fukaranın durumlarını daha iyi anlamaya dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde gayret sarf etmeye vesile olur. “Toklar açların halinden anlamaz” atasözü bu gerçeği çok iyi ifade eder.

Kıymetli okuyucularım, oruçla ilgili ayet ve hadisler bir hayli çoktur. Bunları tek tek yazmak makalelere sığmaz. Ancak bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum. “ ‘Oruç sabrın yarısıdır.’ ‘Oruç bir kalkandır.’ ‘Oruçlu iken birisi size sövüp, hakaret eder ya da vurmaya, dövmeye kalkışırsa siz ona sövmeyiniz, hakarette etmeyiniz; sadece ben oruçluyum deyiniz’ ” buyrulmaktadır. Orucun sağlık yönünden birçok faydaları vardır. Doktorlarımız orucun faydalarını özellikle bir yıl boyunca çalışan vücut makinesinin dinlenmeye ve bakıma alınması gibidir diyerek mide ve sindirim organlarının dinlenmesini tavsiye etmektedirler. Hasan-ı Basri Hazretleri şöyle diyor: “Ben oruçlu iken aşevlerinin, lokantaların, soğuk suların, çeşmelerin yanına giderdim. Nefsim onlardan yemek ve içmek istedi. Bende bu isteğe karşı direnirdim ve devamlı gelip giderdim” demektedir. Orucumuzu tutarken sadece yemeden, içmeden, cinsel ilişkilerden değil elimiz, dilimiz ve bütün organlarımızla oruç tutmaya gayret edelim.