SON DAKİKA
Hava Durumu

ORMAN YANGINLARINDA SINIFTA KALDIK

Yazının Giriş Tarihi: 26.08.2021 16:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.08.2021 16:48
Kıymetli okuyucularım
Gördüğümüz üzücü olaylar, vicdanlarımızı sızlatmıştır.Hem orman yangınları hem sel felaketleri tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu kaçıncı baskı diye ilgililerin kendilerini sorgulaması lazım. Aynı delikten defalarca ayağını böceğe sokturan gafillerin durumuna düşüldü. Haberleri izlerken bile hayretlere düşüyorum. Orman Bölge Müdürlüğü’nün ‘tomruk deposu’ alanı olarak seçtiği yere itiraz eden uygun olmadığını söyleyen kaymakamın tayinini çıkaranlar, acaba şimdi utanıp, pişmanlık duyuyorlar mı? Ayancık ve diğer sel bölgeleri için 2013 ve 2019 yıllarında hazırlanan raporların sumen altı yapılması ve rafa kaldırılması beni bir hayli gerilere götürdü. Aklıma FETÖ ihanet şebekesinin hakkında tutulan ve hazırlanan raporların, ilgililer tarafından sumen altı edilmesi geldi. İhanet 2016’nın 15 Temmuz’unda anlaşıldı. Tıpkı bunun gibi sel felaketi bölgesi için hazırlanan raporlarda yaşanılan afetlerden sonra gündeme taşındı. Peki suçlulardan hesap sorulur mu? Cevap, hayır.

Sevgili okuyucularım
‘’Yeşili bölüştü dayılarımız, talana uğradı kıyılarımız/iyilik görmedi iyilerimiz, açmadan soldurduk güzelleri’’ diyen Abdurrahim Karakoç da 1985’lerde konuyu gündeme taşımış. Duyan olmuş mu? Hayır.

Geçmiş yıllarda yanan, çoğu zaman da yakılan ormanlara lüks villaların yapıldığını çoğumuz biliyoruz. Aynı şekilde 49 yıllığına kiraya verilen ‘vakıf’ arazilerini de biliyoruz. Bunların takibinden bile köşe dönen, zengin olan nice kan sülükleri olmuştur. Böyle bir ihaleye engel olmak için 1987’de Muğla’dan Aydın’a geldim. İhaleye katılmak için resmi muameleyi tamamladım. Aydın’da ihale başladı. Bizim zaten paramız yok. Açık artırma ihale devam ediyor. Ben hiç belli etmeden ve ayaktan almadan, kim ne vurursa bir fazlasını vuruyorum. Herkes çekildi, iki kişi kaldık. İhaleye ara verildi, ortam gergin. İstanbul’dan ihaleye katılan genç yanıma geldi ve bana şöyle dedi. Bak kardeşim, şu çantada tam 150 milyon var. Ben devletten zengin değilim. Bu paranın hepsini bu ihale için ayırdık. Siz buraya ne yapmak istiyorsunuz? Biz turistik tesisler kuracağız dedi. Ben de ‘Birader biz 3 müftüyüz. Buraya briketten bir kulübe yapıp ailece mevsiminde piknik yapacağız dedim. Gülmeye başladı ve ‘Bak hocam, sizi tanıdığıma sevindim. Bize mani olma, bu işe gücün yetmez.’ dedi. İhale tekrar başladı. Leş kargası goriller etrafta dolaşıyor. Çoğu İzmir’in Agora, Eşrefpaşa ve Basmazade semtinden. Aralarında beni tanıyanlar var. Çünkü İzmir’de 11 yıl görev yaptım. Birisi yanıma geldi ve ‘hocam seni tanıyorum milliyetçi olduğunu biliyorum. Artık çekil. Bu işler bizim geçim kapımız’ dedi. Ben bir sefer daha artırıp ihaleden çekildim. İstanbullu ihaleyi aldı. Şimdi soruyorum. Beyler, bay ilgililer, bay miras yediler, sizler bu dönen dolapları bilmiyorsunuz. Rant musluğunda el yıkamaktan vazgeçilirse, hem hesap sorulur hem hesap verilir. İnşallah hatalardan dönülür de milletimiz kurtulur. Değilse sınıfta kalmalar devam eder. Söz Türk milletinindir.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.