SON DAKİKA
Hava Durumu

ONLARA MİNNET BORCUMUZ VAR

Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2019 20:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2019 20:00
Utanmadan, sıkılmadan konuşuyoruz. Bir de o fedakar ve azimli insanları tenkit ediyoruz. Maaşları yok. Emeklilikleri yok. Sigortaları yok. Sosyal hakları yok. Yollukları yok. Bunlara karşılık çileleri, cezaları çok. Bazen 50 teneke fındık. Bazen bin okka mısır. Bazen de bin 500 okka buğday. Bir yıllığına, ya da bir ramazan için hocalık yapacaklar. Okudukları kitap ise “Mızraklı ilmihali, ya da şurta salat” aralarında Halabi, Mülteya, Kuduri, Nurü zilah” okuyan çok az Arapça zaten bilmiyorlar. Osmanlıcayı da tam okuyamazlar. Bu fedakar ve cefakar insanlar, cennet mekan o hocalarımız, yani mollalar şartlara göre fitre almışlar, şartlara göre zekat almışlar. Cenaze parası almışlar, devre oturmuşlar, paralı hatim okumuşlar. Bazen de muska yazıp, yıldıznameye bakanları olmuş. Çok defa nezarete alınmışlar, dayak yemişler. Bütün bu şartlara rağmen ezanı okumuşlar. Hutbeleri okumuşlar. Cumaları kıldırmışlar. Şimdi günümüze, bizlere bakıyorum. Maaş var. Yolluk var. Sigorta var. Sendika var. Emeklilik var. Lojman var. Hafta tatili var. Ulaşım imkanları var. Bütün bunlara rağmen yüce dinimiz İslam’ın cihan şumul mesajlarını adam gibi müslümana yakışık şekilde tam olarak anlatmaktan uzak kalıyoruz. Siyasi yelpazelere göre tavır almayı  marifet biliyoruz. İktidarlara göre fetva vermeyi hocalık zannediyoruz. “Ey inananlar yapmadıklarınızı niçin söylüyorsunuz” ilahi emrinin tam tersini yapıyoruz. Tabirimi hoş görün amma, “Yürüyen arabaya binmeyi marifet sayıyoruz.” Sonra da oturup bir araya o cennet mekan hocalarımızı tenkit ediyoruz. Keşke biraz sıkılmamız, biraz utanmamız, biraz mesuliyet duygumuz olsa da o eski diye tabir ettiğimiz hocalarımıza hatimler okusak, Yasinler indirsek, ruhlarının şad olması için dualar yapabilsek ne kadar güzel olurdu değil mi? Ben 1957 yılında kuran mektebine giderken bile bazen Nahiye müdürü gelir, yanında iki tane jandarma ile “Topal Mehmet” isimli hocamızı alırlardı ve bizi evlerimize zorla gönderirlerdi. Hatta çok defa korkudan ağlardık. Hocamız nöbetçi dikerdi. Müdür falan gelirse mektepten bizi evlerimize yollardı. Acaba biz olsaydık bu fedakarlıkları yapabilir miydik? Soralım bakalım vicdanlarımıza..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.