SON DAKİKA
Hava Durumu

ONLAR VARYA, AH ONLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.07.2017 22:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.07.2017 22:05
Sevgili okuyucularım. Kulakları çınlasın. Allah uzun ömürler versin. Ozan Arif’in bir şiirinden iki satırla başlamak istiyorum.
 “Onlar var ya, onlar şeytanın kürzü onlar, katkısız dürzü onlar.” Başka bir şiirinde ise “Rakı masasından devlet idare edilir mi? Beyler bu mudur töre. Alnı secdeye gelmeyene devlet başkanı demem.” Şimdi bunların yorumuna geçecek değilim. Ancak “onlar var ya, ah onlar.” İfadesini biraz açmak istiyorum. Onlar çevrenin düşmanları, doğanın katilleri. Onlar gösteriş budalası, ,dünya perestler. Onlar rüşvet ve hortumcu yatakçıları. Onlar birer sosyal katil. Onlar vatan haini sahtekârlar. Onlar kendisini insan zanneden hilkat garibeleri. Onlar cehennem azıkları ve odunları. Onları tanımak zor mu? Zor.
     Bu vatanın bir evladı olarak, içimiz kan ağlıyor. Ciğerlerimiz yanıyor. Daha öncede iki defa yazdım. Tekrar ediyorum. Allahın resulü “lanet” sözünü çok az kullanmıştır. Bir hadisi şerifte üç defa tekrarlamıştır.” İhtiyacı olmadan yaş ağacı kesenlere, Allah lanet etsin. İnsanların altında gölgeleneceği ağaçların altını kirletenlere, Allah lanet etsin. İnsanların içine girip serinleyeceği suları kirletenlere, Allah lanet etsin. Burnu üzere süründürerek cehenneme atsın.” Yüzlerce dekar, binlerce dönüm ormanlarımızın, yeşil alanların, vahşice yok edilişi ve yakılışı adeta içimizi yakıyor. Yok, efendim, masum bir ızgara ateşi, anız yakılışı veya yanan bir izmaritin atılışı gibi eften, püften bahanelerle bu milli cinayetler geçiştirilemez. Bu arada arabasının arkasına at, köpek bağlayan insan bozuntuları. Ne oldu bu topluma? Ne oldu bu cemiyete ki bu hale geldik? Bunun manevi mesulleri kimlerdir?
     Bir hatıramı sizlerle paylaşmak istiyorum. Muğla’da İl Müftü Yardımcısı olarak çalışırken, valilik oluruyla, Turgut Reis’te bir konferans verdim. Konuşmam belediye hoparlörlerinden bütün kasabaya dinletildi. Emekli bir albay ağabeyimiz, Bodrum Müftüsü Mustafa beyle beni yemeğe davet etti. Yukarıda zikrettiğim hadisi şeriften çok etkilenmiş. Bize bir olayı şöyle anlattı.”Hocam bu sahil bölgeleri rantı yüksek yerler. Buralarda kurulan kooperatiflerin çoğu, sahile yakın yerleri, sürat motoruyla denizden karaya ateş atmak suretiyle yakıyorlar. Sonrada imara açılıyor. Ben şerefimle yaşayan bir askerim. Zannediyorum ki, üyesi olduğum kooperatif yetkilileri de bir yerleri bu yöntemle imara açtırdılar. Yıllar sonra evler yapılmaya başlandı.” Gidin şu sahilleri bir gezin. Denize yüz metreden daha yakın yere inşaat olmayacaktı. Ancak balkondan su dökseniz denize düşecek şekilde yapılar oldu. Bodrum, Marmaris, Datça, Fethiye, Köyceğiz ve  Dalyan, gelin ege sahillerine. Gümüldür, Didim, Altın kum, Kızıl kum, Kuşadası, Çeşme ve diğerleri. Gidin Marmara’ya Şarköy, Şerefli, Marmara Ereğlisi, Büyük çekmece ve ötekiler.
     Vicdanlı olduğunu iddia eden nice vicdansızlar nereleri parsellemedi ki. Ah onlar, dilleri olsa da konuşsalar. Ama toprağın altında hesap zor olacak. Ben, hakkımı haram ediyorum.
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.