“Türk evladı odur ki, yurdu olan toprağı ana ırzı bilerek yad ayağı bastırmaz. Bir yabancı bayrağı Ezan sesi duyulan hiçbir yere astırmaz” diyen Mehmet Emin Yurdakul ne güzel söylemiş. Biraz gerilere gidersek birilerinin Haçlı Seferi başlattın, 3 bin yılda Asya’yı Hristiyanlaştıracağız ileri emri verenler; Felluce, Kerkük, Musul, Telafer kabilesi Ebu Garip cezaevinin zebanileri, Filistin kasapları ve vahşileri onlar değil mi? Yurdumuz da satıp, para uğruna Haçlı ruhu taşıyanlara toprak satmaya kim cevap verir, kim rıza gösterir, kim razı olur düşünsenize. “Değmesin yurduma namahrem eli” diyenler, bizlere haklarını helal eder mi sanıyorsunuz.
Kıymetli okuyucularım, “Vatan Sevgisi” imandadır mesajı nerede kaldı? Bu topraklarda milyonlarca şehidimizin kanı var. Onlara çok şey borçluyuz. Hala da şehit veriyoruz. Çünkü bu vatanı suyu ile, havası ile, toprağı ile, dağları ile, denizleri, ırmakları, bereketi için seviyoruz. Türkiye’ye göz diken Türk milletini her defasında bölüp parçalamaya çalışanlar bizim dostumuz değildir. Irak’ın kuzeyinde Suriye’nin belli bölgelerinde yuvalanan hainlerin destekçileri bize dost olamaz. Para için, pul için, turizm gelirleri için; Ruslara, İngilizlere, Fransızlara, Yahudilere hatta Araplara bu vatan toprağından bir karış bile satmak şehitlerimize hakaret değil midir? Onlar haklarını helal eder mi acaba. Turizm adı altında zinanın prim yapması neyle izah edilecektir. Yabancılara Türk yurdunda topu vermek ve bir de övünmek gülünç değil midir?