Kıymetli okuyucularım.
19 Mayıs 1919 tarihi bayram olarak coşkuyla kutlanmaktadır. Milli bir bayram oluşu nedeniyle hamasi demeçler peş peşe gelmektedir. Ancak 19 Mayıslara nasıl gelindi hangi ihanetler ve gafletler Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkmasına sebep oldu bunlar konuşulmuyor. Kısaca göz atmak gerekirse manzara şudur. Türkler kendi topraklarında yaşayan topluluklara karşı geniş toleranslar tanımış dini kültürel ve ekonomik imkânlar sağlamıştır.
Türklerin takip ettiği politika Rum, Ermeni, Slav ve diğer azınlıkları şımartılmıştır. Din ve vicdan Hürriyet'e itibarıyla Ortodoks, Katolik yani Hıristiyanlık çok geniş bir potansiyele sahip olmuştur. Türk milleti yağma, katliam, tecavüz, silahsız ve müdafaasız insanlara hamile kadınlara merhametli davranmıştır. Kesinlikle politik oyalama taktikleri kullanmamıştır. Bu toleransları kötüye kullanan azınlıklar boş durmamışlardır. 1814 yılında kurulan Etnik-i Eterya (Yunan Milli Cemiyeti) İngilizlerin de destekleriyle ilaveten Rusların da yardımıyla Doğu Roma İmparatorluğu'nun yeniden hortlaması gayesine hizmet ediyordu.
Bunlara paralel olarak kurulan Mavri Mira Cemiyeti de ihanet odaklarından biridir. Rusya'da çarlığın yıkılmasından sonra Mavri Mira cemiyeti gücünü yitirmiştir. Etnik-i Eterya'nın kurucuları Batnoz Adalı, Manuel Eksanto, Nardolı Nikoya İskafo, Yanyalı Atnas Çakolof namındaki kişilerdir. Buna da çok dikkat edilmesi gereken hassas bir konu vardır. Bu ihanet odaklı cemiyetin eski adı Cemiyet-i Hayriye'dir. Bu sözde hayır cemiyetinin Yunan emellerine hizmet etmesi düşündürücüdür.

Kıymetli okuyucularım.
Burada not düşmek istiyorum. Türkiye'yi 15 Temmuzlara taşıyan FETÖ ihanetinde hayır ve hizmet dernekleri vasıtasıyla olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Devleti yönetenlerin bu konuda duyarlı ve dikkatli olmaları gerekmektedir. Yukarıda adı geçen ve ticaretçi kimliği olan Mavri Mira cemiyetinin taktiklerini uygulayan ve onların uzantıları olan nice cemiyet ve dernekler, hatta sivil toplum örgütleri bugün de mevcuttur.
Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin faaliyetleri 10 madde halinde sıralanmış ve uzun tartışmalardan sonra İstanbul olmuştur. Bütün bunlar olurken İstanbul hükümeti gaflet içindeydi. 1919'da Kıbrıs Baş Piskoposu Siril adanın tamamının Yunanistan'a ilhakı için çalışmıştır. Konuyla ilgili geniş bilgi için Türk-Yunan İlişkileri isimli Selahattin Salışık'ın yazdığı eseri okumanızı tavsiye ederim.
1919 yılında İstanbul Rum Patrikhanesi'nin ihanet içerikli faaliyetleri göz ardı edilmiştir. İşte böyle bir zamanda Mustafa Kemal Atatürk planlarını yapmış ve Türk milletine inanarak Allah'a güvenerek Samsun'a hareket etmiştir. 15 Mayıs 1919'da Yunanlılar İzmir'i işgal etmişlerdir. Bir takım mandacılar yağcılar şarlatanlar ve ihanet odakları Atatürk'ü suçlamaya çalışırken acaba bunlardan az da olsa haberleri var mıydı diye sormak lazım. 19 Mayıs, hamasi nutuklar ve demeçler yerine neslimize iyi anlatılmalıdır.
DEVAM EDECEK