Kıymetli kardeşlerim
Ömür dediğimiz zaman dilimi hepimiz için kaçınılmaz olan sona doğru akıp gitmektedir. Bizler günler, haftalar, aylar, yıllar diye hesap yaparken ömür sermayemiz su gibi akıp gitmektedir. Bizler hayatımızın farklı ve değişik dönemlerine doğru bir takım adımlar atarken, ömürlerimiz de yavaş yavaş törpülenmekte ve tüketmektedir. Çünkü ölüm gerçeği vardır. Yunus Emre, bu bedenimizde emanet olan canı ve ölümü (eceli) şöyle anlatmaktadır: "Vaktinize hazır olun. Ecel vardır gelir bir gün. Emanettir kuşça canın. Sahibi vardır alır bir gün" diyor. İnanalım inanmayalım hepimiz biliyoruz ki dünya hayatı fanidir ve de geçicidir. Nefeslerimiz sayılıdır. Öyle olduğunu bildiğimiz halde sahip olduğumuz nice değerlerimizi belirsiz ve hoyrat şekilde tüketiyoruz. Birçok taklit ve yozlaşmalara yatakçılık yapıyoruz. Ebedi olan âlem-i kazanmak için verilen ömür sermayemizi sorumsuzca israf edip harcıyoruz.

Kıymetli kardeşlerim
Bir günü hatta bir dakikası bile kazanımlara dönüştürülmesi için gayret edilmelidir. O kazanımlar da salih amel denilen Allah ve Resulü'nün tavsiye buyurdukları ve onların memnun kalacağı güzel işlerdir. Çünkü dünyadan ahirete geçerken bizimle beraber gelecek olan tek varlığımız ve sermayemiz yararlı işlerimiz ve güzel amellerimizdir. Biliyor ve şahit oluyoruz ki dünya içindeki her şey gelip geçicidir. Her şeyin bir sonu vardır. Bu vazgeçilmez ve itiraz edilmez ilahi kanuna her canlı gibi insanoğlu da değildir. Şimdi bu öğretiler ve gerçekler ışığında gelelim yılbaşı olayına.

Kıymetli kardeşlerim
Batı dünyasında devreye sokulan yılbaşı taktiği planlı bir şekilde yıllardan beri memleketimizde uygulanmaya başlanmıştır. Önce günler, anneler günü, babalar gününden başladılar. Sonra haftalar ele alındı. )Anma haftası tanıtma haftası gibi.) Bunlar da yetmedi ki yılbaşı icat edildi. Ayrıca yıllarda taksim edildi. Mesela gençlik yılı ilanları oldu. Seminerler, konferanslar, sempozyumlar, şölenler siyasi demeçler gırla gitti. 1985 yılı gençlik yılı oldu. 12 ay kafamızı şişirdiler. İlk istekleri ise cinsel özgürlük ve eğlence yerlerinin çoğaltılması olmuştur. Bir de fikir hürriyeti istemişlerdi. Sanki fikirleri varda söyleyemediler. Bu gidişle nikahsızlar yılı isterlerse hiç şaşırmayalım. Yılbaşı Noel Baba aldatmacası tam kültür istilasıdır. İyiliksever ve papaz olan Noel Baba Antalya Demre'de  doğmuştur. Yılbaşının Müslüman Türk milleti ile hiçbir bağı ve alakası yoktur. Tamamen lüks tüketim, israf ve  eğlenceye yönelik bir taklitçiliktir. Şayet yılbaşı kullanılacaksa geçmişin muhasebesini yaparak, hatalarımızı görerek, ölülerimizi rahmetle anarak bir kutlama olmalıdır. Unutmayalım ki dinimizin ve milletimizin düşmanlarını taklit etmek kale kapılarını düşmanı açmak gibidir. Bu duygularla 2022 yılının hepimiz için hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ederim. Yılbaşı akşamı çok dua edelim. Aramızdan ayrılan kardeşlerimize Kuran gönderelim. Gaflete dalmayalım.