Kıymetli okuyucularım. Bugün 24 Ocak 2022 Pazartesi. Sabah haberlerini izlerken bütün TV kanalarında Fatma Girik’in ölüm haberi var. Allah Resulü ‘’Ölülerinizi rahmetle anın’’ buyuruyor. Lokman Hekim ise ‘’ İki şeyi unutmayın, İki şeyi de unuttun’ ’diyor ve ekliyor. Allah’ın birliğini ve büyüklüğünü, birde ölümü unutmayın. Başkalarına yaptığınız iyiliği ve size yapılan kötülüğü unuttun diyor.
Nereye gidersek gidelim, hangi makam ve mevkide olursak olalım, dünya dolusu paramız, pulumuz olsun uzayın derinliklerine yolculuk yapalı, hiç birisi çare değil. Yaratan, yoktan var eden Rabbimiz ‘Habibim (Ya Muhammed) de ki, onlar ölümden kaçarlar. Hâlbuki (vakti geldiğinde) ölüm onlara yetişir. Onları yakalar. Buyuruyor.  Bazı tefsir âlimleri ‘’Koçun boynuzuna saklansak bile, ölüm bizi bulur’’ diyor.  Aslında ölüm ölümsüzlüğe açılan kapıdır. Mülk süresinde Rabbimiz ‘’Hanginiz daha güzel iş yapacak diye  (bunu denemek için) ölümü de, hayatı da yarattık’’ buyurmaktadır. Elbette, bunun şuuruna varmak için ‘’Ahiret gününe (ölüp, tekrar dirilme) inanmak’’ şarttır.
    Kıymetli Okuyucularım. Yıl 1990. Ramazan ayındayız. Rahmetli Enis Sülün ve bazı arkadaşlarla İstanbul – Ataköy’e gittik. Hepimizde oruçluyuz. Girdiğimiz bir yerde insanlar yiyip, içiyorlar. Yanımızda olan bir genç bu manzarayı görünce, üzülmüş olacak ki, yüksek sesle bağırmaya başladı. ‘’Ölümde var, ölümde var’’ diyerek yürüdü. Bir anda, masallarda yiyip içenler, ellerindeki yiyecekleri bırakarak bize bakmayın ‘’dedi. Sonra da Enis Sülün (Rahmetli) devreye girerek benim müftü olduğumu, kendisinin Belediye Başkanı olduğunu söyledi.
Delikanlı ise ‘’Vallahi hayatımın en güzel nasihatini aldım.’’ Ölümü unutmak mümkün mü?’’ dedi ve vedalaştık. Ölüm de var diye bağıran genç 25 yaşından sonra namaza, oruca başlayan samimi ve cesur bir gençti. ‘’Ölümsüz yerler olsa gidilir – Ah ölüm seni andıkça bağırım delinir / Dünyada her derde derman bulunur – Ölüm sana niçin çare bulunmaz’’ diyenler ne güzel söylemiş.
     Kıymetli Okuyucularım. Nerede, ne zaman, nasıl, hangi şartlarda geleceğini bilemediğimiz ölüme her zaman hazırlıklı olmamız lazım. Onun içinde  ‘’ister midemizin istekleri olsun’’ ister cinsel arzu ve istekler olsun, ister mal ve makam, şöhret ve mevki sevdası olsun, her türlü nefsani arzu ve isteklere aşırı düşkünlük, insana ölümü unutturur ve insanı bir bakıma hayvanlaştırır. Çünkü hayvanlar tutkularını dizginlemekten mahrumdurlar. İffet, hayâ, vakar, şahsiyet, helal ve haram kavramları hayvanlarda yoktur. Netice itibarı ile ‘’Her canlı ölümü tadacaktır’’ buyuran Rabbimizin emirlerine itaat ederek her an ölüme hazırlıklı olmalıyız. Allah’ımızla nefeslerimizi teslim etmeyi nasip etsin. Rahmetiyle muamele eylesin.
Amin,Amin…