Sevgili okuyucularım. Hem üzüntülüyüm, hem kızgınım, hem de son derece gönül tellerim kırık. Yenişehirimiz’i manen derinden sarsan tecavüz olayı öyle inanıyorum ki, başta sayın veliler olmak üzere, eğitimcilerimizi ve sivil toplum kuruluşlarımızı telafisi mümkün olmayan düşüncelere sevk etmiştir. Allah’ıma hamd olsun eğitim itibariyle pedagojik formasyon aldım. Forme ve informe eğitimin bilumum araç ve gereçlerini özel çalışma imkanlarımla iyice araştırdım. İzmir Göztepe Kız Eğitim Enstitüsü’nde stajyerliğimi tamamladım. Endüstri Karabağlar Meslek Lisesi’nde din ve ahlak derslerine girdim. Tabiri caizse az da olsa dalımla ilgili, branşım konu alan meslekleri iyiden iyiye inceledim. Sonra Muğla İşletmecilik İşletme Fakültesi'nde “Gençlik ve İman” konulu ciddi bir konferans verdim. Her ne kadar bazı baylar rahatsız oldu ise de mesaj hedefine ulaştı. Daha sonra valilik oluruyla Muğla Zeybek Sineması’nda “Gençliğimiz nereye gidiyor” konulu sohbetimi yaptım. Her ne hikmetse, nasıl bir anlayış ise Yenişehir’e geldikten sonra “Başta imam hatip okulumuz” olmak üzere bir tek Allah kulundan böyle bir teklif almadım. Bir iki sefer 10 Kasım tarihlerinde kulakları çınlasın hava albayımızın teklifleri ve ilçe kaymakamımızın olurları ile ‘Atatürk’le ilgili, ‘Akif ve politikayla’ ilgili sohbetler yaptım. Almanya'da ise Wisbaden'de, Frankfurt Hacı Bayram Camii’nde Langende ve Stutgart'ta sohbetler yaptım. İnanıyorum ki kimsenin benim samimiyetimden zerre kadar şüphesi yoktur. Bu anlayışla şöyle düşündüm. Galiba bu Yenişehir ilçemiz çok kültürlü ve gelişmiş bir şehir. Daha sonra gördüm ki tam bir cehalet girdabına saplanmış, kendisini bir şeyler biliyor zanneden o meczup güruhta devamlı rant peşinde olan bir cühela takımı. İslam’ın neresindeyiz, din anlayışımız ne olmalıdır, Cennete gitmenin yolları nelerdir, sorularına hep aldığım yanıt şu olmuştur. Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır. İslam partileri varken başka partileri savunmak nazından küfre yatakçılık yapmaktır. Tarikat, şeriat, hakikat, şıh, seyit anlayışımızın vazgeçilmezlerimizdendir. O zamanlarda Yenişehir İmam Hatip müdürümüzden bir talepte bulunmuştum ve şöyle demiştim. “Sayın müdürüm 70-80 tane son sınıf öğrencisinden 10 tane rahat hutbe okuyan yok. Yönetmelikler müsaittir. Eğer arzu ederseniz ben haftada 2-3 saat bazen de mesai dışı çocuklara hitabet dersi vereyim” aldığım cevap çok acıktı, “Sayın müftüm burada sizi herkes Türk milliyetçisi olarak tanıyor. Böyle bir şeye evet dersem benim için bitişim olur.” Ne diyeyim gözümüz kör olmasın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
OLMAZ OLSUN BÖYLE MİLLİ EĞİTİM