SON DAKİKA
Hava Durumu

NEREYE GİDİYORUZ BU MU SİZİN MUHAFAZAKARLIĞINIZ

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2021 17:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2021 17:00
Kıymetli Okuyucularım
Hak ve hakikat kapılarını açmak ya da açık tutmak isteyenler her devirde zulme ve haksızlığa uğramışlardır. O kapıların açıldığı süreler hesaplara sığmayacak kadar kısadır. Küfrün her çeşidiyle zirveye çıktığı, insanların kendi elleriyle yaptığı putlara taptığı zamanlar olmuş. Firavunlar, Garunlar, Nemrutlar, Ebucehiller ve diğerleri. Şimdilerde bunları yazmaya çalışsak, hangi kitaba sığar diye merak ediyorum. Onların sayıları hiç azalmadı, devamlı çoğaldı. İnsanlığı hak hakikate çağıran(davet eden) Hz. İsa(a. s) çarmıha gerildi. Suçu neydi, ne yapmalıydı? Gelelim Peygamberler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa'ya. İşkenceler, eziyetler, hakaretler, yurdundan ve sevdiklerinden ayırmalar. Ebucehil ve yalakaları hakikatten ve aydınlıktan ne anlar ki. İşleri ‘’hakikat kapısını kapatmak’’. Bir de günümüze bakalım. Nemrutun, Firavunun, Garunun, Ebucehillerin çırakları, o kadar çoğaldılar ki, hakikat kapısını açık tutmak bile neredeyse suç sayılacak.

Kıymetli okuyucularım
Yukarıdaki tespitler Rahmetli Abdürrahim Karakoç’un Beşinci Mevsim isimli eserinin 25 ve 26’ncı sayfalarından alınmıştır. Ben dünü ile bugünü ile konuyu ele almak istiyorum. Cumhuriyet döneminin en kötü, en düşük ‘’ahlak buhranını’’ yaşıyoruz. Ekranlara yansıyan ve kabulü mümkün olmayan çirkin ve tiksindirici, bir o kadar da nefret verici hadiseler vicdanlarımızı yaralıyor. Tabi bu ifade vicdan sahipleri içindir. Kısaca göz atacak olursak, manzara korkunçtur ve ürkütücüdür. Madde bağımlılığı (esrar, eroin, uyuşturucu, haplar, kokain, damardan verilen öldürücü iğneler ve diğerleri) ve bunların temini için girişilen illegal (yasak) yollar. Perişan olan ve edilen binlerce aile ve on binlerce genç. Meslek halini alan ya da meslek durumuna getirilen hırsızlıklar, kapkaççılar, aleni yapılan soygunlar ve vurgunlar. Üst üste, peş peşe gelen cinayetler ve vahşice öldürülen kadınlar. Ayrıca ana ve babasını öldüren evlatlar. Evladını öldüren ana ve babalar. Kocasına pusu kurduran kadınlar, hanımlarına pusu kuran sözde erkekler.
 
Kıymetli okuyucularım
Bütün bu olanlar, bitenler birilerinin işine gelir. ‘Köşe oyunu’ diyor bunlara Merhum Karakoç. Profesyonel şekilde organize edilen bu ortamda oluşturulan ‘rant’ muslukları vardır. İşin yolunu, yordamını bilenler bu rant musluklarının başını erken tutarlar. Avanelerine göre yeni yeni musluklar takarlar. Bunlardan gece, gündüz rant akar. Ha babam ye babam ekipler devam eder. İşin en garip, en acıklı yönü ise, tüm bu olup bitenlerin devreye girdiği dönemlerin, muhafazakâr yöneticilerin söz sahibi olduğu dönemlere rastlamasıdır. Sanki ‘’bulanık suda balık avlamaya’’yı marifet sayanlar, iş başında sanırsınız.  Sanki ‘’Önce karıştır, sonra barıştır’’ planını uyguluyor. Şu yaşadıklarımızın kesinlikle kabul edilir tarafı yoktur. Gizlenen, saklanan ya da gizlemeye ve saklamaya çalışılan pisliklerin kokusu toplumu rahatsız etmeye başladı. Şair Karakoç ne güzel söylemiş ‘’Beyaz günler düzeni zindan görünür / Vatanın örtüsü nereden, nasıl görünür. Başkentte saklanan siyasi pislik / Muğla'dan Sinop'tan, Van'dan görünür.’’ Şiir, 1985 yılında yazılmıştır.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.