Tam 82 yıldan beri devlet yönetiminde “liyakat ve beceri” yerine siyasi düşünce ve siyasi tavassut, yani siyasi torpil ön plana çıkmıştır. Halkımız arasında bunun adı “siyasi rüşvettir.” Yapılan birçok mülakatlarda ve imtihanlarda, elimize gelen kartvizitlerde ve pusulalarda devamlı şu ifadeler mevcuttur. “Hamili kart çok yakın dostumdur. Gereğini rica ederim.” İsim ve imza. Telefonlar ve mektuplar ayrı bir boyuttur. Ben bir imtihanda elime 13 tane kartvizit geldiğini hatırlıyorum. Salonda sobanın kapağını açtım. Kartları ve mektupları elime aldım. Salona dönerek şöyle dedim; “Değerli arkadaşlar bazılarınız bir takım kâğıt parçaları getirdi. Hepsini de gözünüzün önünde sobaya atıyorum. Allah da, sizler de, gözcü hocalarımda şahittir. Hak eden kazansın. Hepinize başarılar diliyorum. Rızık kesildi mi insanın eceli gelir. Müftülükten olmaz da çöpçülükten olur” dedim. Dönemin turizm bakanı, dönemin iktidar partisi milletvekili bu kartları göndermişlerdi. Bir başka imtihanda mülakatta “Bu adama en fazla 40 puan vereceksiniz. Yazılıdan 100 almış” diyen komisyon başkanının talimatını dinlemeyerek, ilgili aday her sorunun cevabını tam olarak verdiği için ben kendisine 100 puan vermiştim. Komisyon başkanı olan hocamız bana çok kızmıştı. “Bir daha hiçbir komisyonda görev almayacaksın” demişti. Türkiye de tekmil bir yemek ziyafetine, bir teneke Trabzon tereyağına nice makamların işgal edildiği yıllar olmuştur. “Uzmana ihtiyacı olan adamı uzman yapmışlar” diyen savcımı hiç unutmuyorum. Cezaevinde sosyal ilişkiler uzmanı alan delikanlı sünnetsiz bir tek kişi bulamamış olduğu için üst teğmen ve savcı beyin talepleri ile “Buca Cezaevi’nde 15 günde 11 tane sünnetsiz çocuk tespit etmiştim. Birisinin yaşı 17 civarlarında idi. Onlara sünnet merasimi yapmıştık. Tercüman Gazetesi o dönemde güzel bir haber yapmıştı. Kimse kusura bakmasın ve darılmasın. “Öğretmenin öğretmene ihtiyacı varsa, imamın imama ihtiyacı varsa, müdürün müdüre ihtiyacı varsa, müftünün müftüye ihtiyacı varsa, netice bu olur. Adaletin çivisi de bu yüzden çıkmıştır. Duruşma salonun mefruşatını bir mafya kabadayısı, o günkü tabirle mafya babası aldığı için savcımız istifa etmiş ve avukatlığa dönmüştü. Bırakın siyasi manevraları, adalet denilen o yüce kavramı ayağa kaldırın. Gerisi yalan olur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zekeriya Kılıç
NEREDE HATA YAPILDI ANLATAYIM