Sevgili okuyucularım. Üzülmemek için elde değil. “Müslümanlık nerde/Geçmiş bizden insanlık bile” diye haykıran milli giderimiz, bu günleri görseydi acaba nasıl feryat ederdi. İslam coğrafyasında meydana gelen kirli hadiseler, ekilen fitne ve fesat tohumları insanı kahrediyor. Başta ahlak ve terbiye olmak şartıyla her konuda “yozlaşmış ve kokuşmuş” bir manzara ile karşılaşıyoruz. “Birlikte Rahmet, ayrılıkta azap” vardır buyuran şanlı Peygamberimizin sav. Bu güzel ve önemli mesajı bile “rafa” kaldırmış, devre dışı bırakılmıştır. Kuran ve sünnette yasaklanmış olan bütün kötülükler ve günahlar “Müslüman diyarında” işlenir olmuştur. Faiz, hırsızlık, rüşvet, dolandırıcılık, yolsuzluk, gasp, uyuşturucu, alkol, kumar, zina, cinayet, tecavüz, zulüm, işkence, devlet ve millet malına göz dikme, yalan, iftira, küfür, adaletsizlik ve daha nelerde neler. Karakoç diyor ya “Müslüman gavurdan seçilmiyor ki- Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki”. Mota mot tam isabet.
 
Sevgili okuyucularım. Bölük bölük, parça parça olmuş bir İslam alemi. Nerde o Peygamber tavsiyeleri ve nerde o ümmet. Mezhepler, tarikatlar, Şıhlar, seyyitler, krallar, Emirler, itikadı ve ameli bölünmeler, bu yüzden akan ve akıtılan kanlar, İslam adına verilen batıl fetvalar ve Allah adına, Kuran adına, din, iman diyerek aldatmalar. “Harun görünerek, Garunlaşan” sahtekârlar.
Bir mukayese ve bir benzetme gerekirse 'Neresinden tutarsanız tutun elinize pislik bulaşır diyen' bir can dostu müfettiş kardeşimizin sözü aklıma geliyor. “Suç işleyen kızım Fatıma'da olsa cezasını çekmelidir" buyuran Allah Resul’ünün yüzüne nasıl bakabiliriz ki.
Sevgili okuyucularım. " Dicle kenarında bir kurt kapsa koyunu sorar Allah Ömer’den onu diyen şuur nasıl yok edildi incelenmesi lazım diyorum. Mitolojide para tanrısı Mammon’dan bahsedilir. İslam coğrafyasında "Mambonun" müritleri bir hayli çoğaldı. Adamların işi gücü rant elde etmek için komplo teorileri üretmek. Sloganlara sözlere bakarsanız "ne iyi adam " ne dürüst insan dersiniz. Uygulamalara bakarsanız yazıklar olsun ne çirkin işler dersiniz. Gelinen noktada arşivler bile kaba ve çirkin sözlerin enkazı haline gelmiştir. Hz. Lut Peygamber'in kavmi olan " sodun" halkı ahlaken çökmüş homoseksüellik dahil bütün kötülükleri işlemişlerdir." Nasihatlere uymayıp, ahlaksızlıklara devam etmişlerdir. Daha sonra da Lut Peygamber ailesiyle, (çocukları ve ona uyanlarla) şehir dışına çıkar, bir sabaha karşı sodum halkının üzerine balçıktan pişirilmiş taşlar yagdırılır ve şehrin altı, üstüne getirilir. Bak, enbiya suresi, ayet 74-75. Ayrıca Araf suresi ayet 80-81. Yine Hut Suresi ayet 81-83.
Sevgili okuyucularım. Günü, zamanı geldiğinde herkes hesabını verecektir. Hesap vermesi gerekenlerin, hesap sorma makamında oturmaları adil değildir. “Meyve ağaçlarını sarınca karınca/ Günah var mı karıncayı karınca”. Diyen Kanuni’ye, Ebussuud Efendi şu cevabı veriyor. “Yarın Hakkın divanına varınca/Süleyman’dan hakkını alır karınca”. Herkes ektiğini biçecektir. Yağcı ve yalakalar yerine, doğrular haykıracak, Ebussuud Efendilere ihtiyacımız vardır. Gururlanma Padişahım, senden büyük Allah var, diye haykıran sessiz yığınları unutmayalım.