SON DAKİKA
Hava Durumu

Neden İnsanlar İnsanlığa Düşman Ediliyor? (1)

Yazının Giriş Tarihi: 05.12.2017 22:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.12.2017 22:10
Sevgili okuyucularım. İnsana ya da insanlığa ne oldu da, pırıl pırıl olması gereken insan ya da insanlık üç günlük fani alemde neden şuursuzlaştı ve bu hale geldi/getirildi? Kısaca göz atmak gerektiğine inanıyorum. Çağımızda “kavramlarda” anlaşmak, sayılarda anşlaşmak kadar kolay değildir. Mesala “hür insan, özgür insan” kime denir? “Köle insan, tutsak insan” kimdir? “Eğitim insanı özgürleştirmeli, tutsak etmemeli” beyanlara, yazar ve çizerlere sıkça rastlıyoruz. Gerçekten nedir hürriyet, eğitim insanı nasıl tutsak kafalı yapabilirmi? İşte bu gerçekleri anlamak için evvelan “hürriyetin” tarifine bakmak lazım.
                Felsefede hürriyet, etkisiz tepki yapabilmektedir. Bunun anlamı şudur; “İnsanın hiçbir dış etkiye maruz kalmadan, hiçbir zorlama olmadan, kendi iradesi ile davranabilmelisindir”. Halbuki bu mümkün değildir. Çünkü her yaratılmış gibi insanda çok farklı bir yapıya sahiptir. Zira insanı faaliyete, işe zorlayan biyolojik, psikolojik, tabi ekonomik, kültürel ve politik sebebler vardır. İnsan davranışı bunlaran bağımsız değildir. Bu gün ister politika meydanlarında, ister politika dışı konuşmalarda yazanlar/çizenler ve beyanat verenlerden hiç bir kimse yoktur ki böyle kavramların dışında kalmasın. Örenek gerekirse A ve B adında iki şahıs bir konuda inandıklarını, vicdanlarının seslerini ve doğru olduğuna inandığı düşüncelerini ortaya koyarken birbirlerine zıt düşebilirler. Şimdi sormak lazım; Bunların hangisi özgür, hangisi tutsak insandır yani köledir? Her ikiside bu cemiyetin, bu toplumun çocuklarıdır. Her ikiside aşağı yukarı aynı eğitimden geçmişlerdir. Her ikiside içinde bulunukları, büyüdükleri, sosyal kültürel, ekonomik ve politik ortamdan etkilenmişlerdir. Ancak farklı kadrolarda yerlerini bulmuşlardır. Ortaya çıkıp bunların “ses tutsaksın, kölesin- ben özgürüm, hürüm” mü demeleri lazım. Işte yadırganan nokta burasıdır. Şu gerçeği unutmayalım. Eğitilmiş her insan, etkilenmiş ve bu etkileri şahsiyetlerinde yani bir terkibe, analiz ve senteze ulaştırmış kimsedir. Dolayısıyla kendisinden çok cemiyetin mahsulüdür. İnasanın kendi şahsiyetinden çok az payı vardır. Hürriyet, yoksa bu payın adımı? Sormak ve incelemek lazım. 18.y.y Avrupasında ve ondan sonraki dönemlerde dünyaya yayılan bir “liberte” hürriyet çığlığı vardır. Bu çığlık bireyin toplumdan kopardığı ve koparmak istediği alternatifleri ifade ediyordu. Kişi toplumun koyduğu dini, ahlaki, hukuki, fikri normların sertliğinden şikayet ediyor. Sosyal kontrolün baskısını hafifletmek istiyordu. Liberal adam, özgür adam, özgür insan; “toplumun sansüründen rahatsız olan kişi”. Alman fikir adamı Nietzsche (Niçe) de, “sürüden kurulmak, topluma uymaktan kaçmak egoyu tanrılaştırmak” şeklinde anlattığı bu fikir daha sonra anarşiye varan bir özgürlük anlayışı, sert direnişlere vesile olmuştur. Demek ki hür ve özgür adam, cemiyete kafa tutan adam olamaz… (Devam edecek)
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.