Hepsi de onun varıdırlar. İslam’da Allah benzeri ve zıddı olmayan varlıktır. Her şey Allah’tan geldi yine Allah’a dönecektir. Mutlak varlık olan Allah sonsuz ve tükenmez olan varlıktır. Madde ve maddenin tezahürleri (yansımaları) asla mutla varlıkla kıyaslanamaz. Mutlak varlık olan Allah ezeli ve ebedidir. Onun haricindeki bütün varlıkları istediğiniz kadar büyütün ya da küçültün asla sonsuzlaşamazlar. Nereden bakarsanız bakın, her durumda onlar sınırlı varlıklardır. Bu açıdan baktığımızda kainatımız şüphesiz bir şekilde sonlu ve sınırlıdır. Dolayısıyla sınırlı olan tuğlalarla, sonsuzluk duvarı örmek mümkün değildir. Düşünce ve idrak dediğimiz şeylere sonsuzluk adı vermek, açıktan aldanmaktır. O halde kainat maddeden inşa edilmiş, yaratılmış ise mutlak manada sınırlıdır. O sınırın adı da mutlak varlık olan Allah tarafından Kıyamet olarak konmuştur. Kapitalizmin ve materyalizmin düştüğü çelişki; sonsuza ulaşma çabalarının boşuna çıkmasıdır. Allah bütün sıfatlarıyla, tükenmeyen yegane varlıktır. Sonsuz varlık olduğu için bir tanedir. Birden fazla sonsuz varlık olamaz. Çünkü biri diğerini sınırlamış olurdu. Kainat dediğimiz alem bir kitaptır. Hatta Kitap-ı Ekber (Büyük kitaptır)’dır. Yeryüzü içindekilerle birlikte gökler ve içindekiler, bu kitabın sahifeleridir. Maddi manevi, hayati ve ruhi bütün tezahürle (Olaylar) ise bu kitaba yazılmış mesajlardır. Kuran’ın ifadesiyle, ayetleri anlatmakta ve ifade etmektedir. İşte bu büyük kitabın muhatabı insandır.
Düşünen, akleden insan. Düşünen insanın rehberi de akla yol gösteren ve onu vahyin (Allah’tan gelenlerin) aydınlığında yürüten Kitabullah (Allah’ın Kitabı)’tır. İlim adamları bu gerçeği şöyle dile getirmişlerdir; “Varlık aleminin odak noktası insandır. Kainatta var olan her şey insan içindir. İnsan ise Allah içindir”
Makamlar, mevkiler, paralar, pullar, şöhretler ve diğerleri ilahi mesajın bir nevi mürekkebidir. Bir takın sahte ve aldatıcı görüşlerle insanları kandırmak yanlıştır. Laf ebelikleri, söz cambazlıklarıyla madde çukurunda çırpınıp duranların sonu hüsrandır. Dünyanın ve içindeki eşyaların sırlarını öğrenmek için Şanlı Peygamberimiz; “Rabbim bana eşyanın sırlarını öğret, eşyanın sırlarını aç” diye dua etmiştir. Gönül isterdi ki şu fani dünyada söz sahibi olan, mesuliyet yüklenen kimseler sorumluluklarını anlasalar da öyle davransalar. Altına gireceğimiz toprağın, üzerinde gezerken böbürlenerek havalara girerek yürümeseler...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
MUTLAK VARLIK, MUTLAK YOKLUK VE SAHTE GÖRÜŞLER
Düşünen, akleden insan. Düşünen insanın rehberi de akla yol gösteren ve onu vahyin (Allah’tan gelenlerin) aydınlığında yürüten Kitabullah (Allah’ın Kitabı)’tır. İlim adamları bu gerçeği şöyle dile getirmişlerdir; “Varlık aleminin odak noktası insandır. Kainatta var olan her şey insan içindir. İnsan ise Allah içindir”
Makamlar, mevkiler, paralar, pullar, şöhretler ve diğerleri ilahi mesajın bir nevi mürekkebidir. Bir takın sahte ve aldatıcı görüşlerle insanları kandırmak yanlıştır. Laf ebelikleri, söz cambazlıklarıyla madde çukurunda çırpınıp duranların sonu hüsrandır. Dünyanın ve içindeki eşyaların sırlarını öğrenmek için Şanlı Peygamberimiz; “Rabbim bana eşyanın sırlarını öğret, eşyanın sırlarını aç” diye dua etmiştir. Gönül isterdi ki şu fani dünyada söz sahibi olan, mesuliyet yüklenen kimseler sorumluluklarını anlasalar da öyle davransalar. Altına gireceğimiz toprağın, üzerinde gezerken böbürlenerek havalara girerek yürümeseler...