Sevgili okuyucularım. Milli sözü her zaman beni uzaklara götürür. Tamamen yerli, hepsi kendinden, devşirme ve yabancı karışımı olmayan bir oluşum. Tabirimi hoş görün. Cemaat yerli ve milli. Hocaya gelince yabancı ve gayri milli. Ben ismini bile söylemekte zorlanıyorum. Bu meşhur hocanın hayatı başarılarla doluymuş. Çok usta biriymiş, tecrübesi tartışma götürmezmiş. Bunların hepsi tamam da bu adam nereli? Türkmü, Müslüman mı? Sporda inançlar öne çıkmazmış. Doğru olabilir. Ancak görünen köy kılavuz istemezmiş. Kimileri de bir bilmece olarak, “Görünen köy dürbün istemez” derler. Bu bizim Türk milli takımı hem kılavuz, hem de dürbün istiyor. Çünkü sahaya çıkarken istavroz çıkaranları çok iyi biliyoruz. Şu mısralarla olayı açıklamak istiyorum. ‘’Kalıba uydurdu uyduklarımız. Yazmakla bitmez duyduklarımız. Paris modasıdır giydiklerimiz. Astar Avrupalı yüz Avrupalı. Ben de diyorum ki ‘’Kalıbını bozdular milli duyguların. Düğümü çözülmüş gayri yuların. Her konuda kölesi olduk biz Avrupa’nın’’. Takım Türk ama hoca Avrupalı. Mahrem yerlerin örtüsünü kaldırdılar. Beş santim uzunmuş sanki tırnaklar. Böyle oluyormuş Avrupalılar. Cilve Avrupalı, saz Avrupalı. Hep seviyesiz kanallar bozuk, neler öğreniyor bu yaşta çocuk. Vatana Millete hep bize yazık. Milli terbiyemiz de bozuldu, milli takım da.’’Al sana bilmem kaç liralık yabancı hoca. Maç ister bir sıfır birsin ister beş sıfır. Kazansak da kaybetsek de, onur elin adamının. Kalanın hepsi kısır mı kısır. Soruyorum Allah aşkına seksen milyonluk Türkiye de yüzlerce takım var. Süper ligler, amatör kümeler v.s. bu bir Beşiktaş bir Galatasaray bir Fenerbahçe bir Trabzonspor takımı değil. Bu bir Türk milli takımı. Adamı çıldırtmayın. Sokaktan birisini Milli takımın başına hoca olarak alsalardı vallahi bu tepkiyi duymazdım. Aslında güreş hariç futbolla falan ilgim yoktur. Ancak milli maçlar olunca sabaha kadar izlerim. Dedim ya milli sözü beni çok ötelere götürür. 1040 Dandanakan’a, 1071 Malazgirt’e, 1915 Çanakkale’ye, Sakarya’ya beş parmak dağlarına ve 15 Temmuz’a giderim. Bunlardaki ruhun tamamı milli imanla alakalıdır. Bit pazarından giyinen kabadayı gibi olmamak lazım.
Bir örnekle yazımı bitiriyorum. Emel Sayın’la Yahudi David’in dini nikahını kıymayan merhum hocamız Haşim Hancıoğlu’nun muhakkik olarak soruşturmasını ben yaptım. Merhum ifadesinde ‘’Ben bir Müslüman Türk olarak, malum Yahudi ile bir Türk kızının nikahına sıcak bakmadım. Milli duygularım buna galip geldi ‘’dedi. Ben de ceza vermedim ve tebrik ettim. Magazin basını malum çığırtkanlığını yapmıştı. İslam dininde ve tesfirilminde BEŞ sözü vardır. Anlamı şudur “ Damar olmadığı halde damar görevi yapan duygu.” Bilmem anlatabildin mi. Sayın spor bakanımızın ve futbol federasyonunun bu konudaki hassasiyetlerine inanıyorum. Tabi bunlar benim şahsi yorumum ve fikrimdir…