Kıymetli okuyucularım, sistemin cevherindeki çatlaklar tamir edilmeden veya giderilmeden problemlerimize çözüm bulmak ayaz ışığında zeytin silkelemeye benzer. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkeyi en üst düzeyde ve en yüksek seviyede yönetecek olan hükümetin oluştuğu en yüksek kurumumuzdur. Seçilen milletvekilleri hangi partiden olursa olsun mesuliyetlerinin bilincinde olmak zorundadırlar. Fakirlik, fukaralık, işsizlik, gelir dağılımındaki aşım, eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk, becerisizlik ve benzeri olumsuzluklarla mücadele etmek zorundadırlar. Milletvekilleri, “al maaşı yatır, ye çıtır çıtır” mantığı ile arada olmamalıdırlar. Milletvekilleri örnek ve model insan olmalıdırlar. TBMM; Türk Milletinin odak noktası, temsil makamıdır. Orası kavga gürültü yeri, hele hele boks ringi hiç değildir. Torpil, tavassut, hatır ortamı, rüşvet masası asla olmamalıdır. Ayrıca zengin olma merkezi de değildir. O meclisin bir adı da “Gazi Meclistir”. Orada bölücülük, nifak tohumları, toplumsal rezaletler sergilenmez. Oranın nizamını, görevini, mesuliyetini gölgelemek isteyenler er veya geç kendi içinde boğulmaya mahkum olacaklardır. Müslüman Türk Milleti günü ve zamanı geldiğinde görevini yapacaktır. Problemlerin çözümü için gerekli adımı atacaktır. Hırsızlıklardan, yolsuzluklardan, arsızlardan, kaçakçı baronlarından, rüşvetçi patronlardan, uyuşturucu piyonlarından mutlaka hesap sorulmalıdır. Millete güven verilmelidir. Gelinen noktadan şahsen ben memnun değilim. Güçlü olan değil haklı olan kazanmalıdır. Meselenin özünü teşkil eden kemiyet denilen sayı çokluğu değil, keyfiyet denilen hakikati aramak olmalıdır. Hem kanunlarımızın hem de mukaddes dinimizin gerçeği budur.