Kıymetli okuyucularım. Aylak, mirasyedi ve şımarık bir adam ülkenin idarecisine sahip çıkıp, doğru dürüstçe yaşaması için kendisine bir yol göstermesini istedi. İdareci adama ağzına kadar dolu bir fıçı zeytinyağı verdi. Bunu tek bir damla bile dökmeden şehri dolaşmasını bir damla bile döktüğünde boynunun vurulacağını söyledi. Yanına da kontrol için yalın kılıç iki gözcü verdi. Adam aldığı talimat üzerine fıçı elinde büyük bir dikkatle tek damla bile dökmeden şehrin bir başından öbür başına yürüdü. Sonrada geri dönüp görevi yerine getirdiğini söyledi. İdareci adama sordu. Şehirde ne gördün, nelere şahit oldun? Çünkü o gün şehirde Pazar kuruluyor, iğne atsan yere düşmüyordu. Buna rağmen adam şu cevabı verdi. Efendim ucunda can kaygısı da bulunduğu için yağı dökmek gayesiyle öyle bir dikkat içinde oldum ki bir an bile çevreme bakamadım. Ne kimseyi gördüm, ne de bir olaya şahit oldum. İdareci bu dersten sonra gönül rahatlığı ile tavsiyelerini yapıyor. İşte sana verilen her vazifede böyle dikkatli olur, kendini işine verirsen Allah’ın her an seni kontrol ettiğini de aklından çıkarmazsan hiçbir zaman doğru yoldan ayrılmazsın; bunu unutma der.
Kıymetli okuyucularım, mesuliyet ve sorumluluk hem kişiler, hem de idareciler tarafından çok önem arz eder. Mesela, “Sultan I. Abdülmecit” devrinden itibaren Osmanlı Devleti’nin ekonomik sıkıntıları artmış, Avrupa devletlerinden alınan borçlarda fayda etmiyordu. Devlet ve saray artan masrafları ve israfı önlemesi gerekirken tam aksine saray ve köşk yapımı gibi gereksiz harcamalara büyük paralar sarf ediliyordu. Acil tedbirler için Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa, Padişah Abdülaziz’e sunduğu önemli tasarruf tedbirleri, devletin hangi noktada olduğunun acı göstergesiydi.(Sarayda bulunan altın ve gümüş tasları da mı ellerinden alacağız?) Sadrazam Fuat Paşa’nın verdiği cevap açık ve net, bir o kadar da düşündürücüdür. Hay hay padişahımız onları da alırız. Allah göstermesin devletimize bir fenalık gelirse, efendimiz başımızda olarak Konya Ovasına doğru giderken sultan efendiler bu taslarla ayrılık çeşmesinden mi su içecekler. Efendimiz tahtın mirasçısı sizsiniz ama borçlu bir Osmanlı’ya mirasçı oldunuz der.
Bütün bunlardan anlıyoruz ki mesuliyet ve sorumluluk duygusu önemlidir. Mirasyedi; har vurup, harman savuranlar kendileriyle birlikte milletin de perişan olmasına sebep olurlar. Kaynak: Ömür Takvimi, 2 Ağustos 2022 Salı.
Deniz bilinene millet malına olta atmak doğru değildir. Çünkü o mal kutsaldır.