Doğal afetlerin ortaya çıkışı ve devamlılığı hiç şüphesiz, onu teşvik edenlerin gerekli cezalara çarptırılmadan, adalet önünde hesap vermeleridir. Allah’ın lanetlediği bu ahlaksızlara adalet niçin uygulanmaz? Merak konusudur. Hz. Aişe annemizden rivayet edilen bir hadis bu bağlamda çok örnektir. Şanlı Peygamberimiz “Bir ordu harp etmek için Kabe’ye yürür. Çıplak bir yere geldiklerinde hepsi de yerin dibine geçer” buyurmuştur. Aişe annemiz; “Ya Resulallah neden hepsi yerin dibine geçiyor? Halbu ki onların içinde ticaret için çıkanlar olduğu gibi, onlardan olmadığı halde yollarda katılanlar da vardır” dedim. Resul-ü Ekrem “Hepsi birden yerin dibine geçerler ve kıyamet günü niyetleri üzerine haşr olunurlar” buyurdu. Bakınız Riyazüs Salih’in tercümesi cilt bir sayfa 4. Hadis Buhari ve Müslim’de vardır.
Buradan ortaya çıkan gerçek şudur; Kurunun yanında yaşta yanacaktır. Dolayısıyla doğal afetlere zemin hazırlayanlar cezasız kalmaktadırlar. 29 Haziran Pazartesi akşam dinlediğimiz haberlerde Çekmece Gölü’nde ölen balıkların, vicdanları olanları nasıl rahatsız ettiği malumdur. Kara vicdanlı çevre katilleri ve doğa düşmanları için bu sözüm geçersizdir.
Üç-beş tane zibidinin para kazanması için bunca canlının katledilmesi hangi mantıkla izah edilecektir. Aynı şekilde Van Gölü’nde ki İnci Kefalleri’nin kaçak avlanmaları yürekler acısıdır. Bu katillerin adalet önünde mutlaka cezalarını almaları lazımdır. Kesilen üç-beş bin liranın bu cinayetler için hiç bir değeri yoktur. Filtresiz fabrika bacalarından çıkan zehirli dumanların kuruttuğu meyve ağaçları, zeytinler, incirler nasıl telafi edilecektir. Denizlere akıtılan kirli sulardan pompalanan atık yağlardan kim mahsuldür? Tüm bunlar adalet boşluğundan ve paraya olan zafiyetten değil midir?
Doğal afetlerin öldürücü sonuçları bir türlü ele alınmıyor. Yıkılan binaların altında kalanların vebali kimlerindir? İmar affı diyerek kaçak binalara verilen ruhsatlar, giden canları geri getiriyor mu? Oturulmaması gereken zemindeki dairelerin satılması nasıl gerçekleşiyor? Netice itibari ile adaletin eksikliği devamlı sırıtıyor. Vicdanların karardığı zamanda kanunlar susmaya mahkumdur. Bunun unutmayalım.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
MESELA DOĞAL AFETLER VE ADALET
Buradan ortaya çıkan gerçek şudur; Kurunun yanında yaşta yanacaktır. Dolayısıyla doğal afetlere zemin hazırlayanlar cezasız kalmaktadırlar. 29 Haziran Pazartesi akşam dinlediğimiz haberlerde Çekmece Gölü’nde ölen balıkların, vicdanları olanları nasıl rahatsız ettiği malumdur. Kara vicdanlı çevre katilleri ve doğa düşmanları için bu sözüm geçersizdir.
Üç-beş tane zibidinin para kazanması için bunca canlının katledilmesi hangi mantıkla izah edilecektir. Aynı şekilde Van Gölü’nde ki İnci Kefalleri’nin kaçak avlanmaları yürekler acısıdır. Bu katillerin adalet önünde mutlaka cezalarını almaları lazımdır. Kesilen üç-beş bin liranın bu cinayetler için hiç bir değeri yoktur. Filtresiz fabrika bacalarından çıkan zehirli dumanların kuruttuğu meyve ağaçları, zeytinler, incirler nasıl telafi edilecektir. Denizlere akıtılan kirli sulardan pompalanan atık yağlardan kim mahsuldür? Tüm bunlar adalet boşluğundan ve paraya olan zafiyetten değil midir?
Doğal afetlerin öldürücü sonuçları bir türlü ele alınmıyor. Yıkılan binaların altında kalanların vebali kimlerindir? İmar affı diyerek kaçak binalara verilen ruhsatlar, giden canları geri getiriyor mu? Oturulmaması gereken zemindeki dairelerin satılması nasıl gerçekleşiyor? Netice itibari ile adaletin eksikliği devamlı sırıtıyor. Vicdanların karardığı zamanda kanunlar susmaya mahkumdur. Bunun unutmayalım.