“Allahım bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun.”(Buhari davetler bahsi no: 60)
Şanlı Peygamberimizin sıkça yaptığı dualardan birisidir. İnsanız, beşeriz, yanılır ve şaşarız. Allahımız hatalarımızı, cahilliğimizi ve ölçüsüz bir şekilde aşırı gitmemizi bağışlamazsa vay bizim halimize. Aşırılıklarımızdan en çirkin olanı şüphesiz menfaat ve çıkara dayalı olarak insanları kandırmak için el etek öpmek ve sahtekâr bir şekilde dindar görünme taslaklığıdır. İslam tarihi incelendiğinde mertlik her zaman ön planda olmuştur. Rahmetli Cenap Şahabettin’in güzel bir sözü vardır. Der ki; “Düşmanlarını aldatmayanlar, dostlarını aldatmayanlardan daha çoktur.” Yani ikiyüzlü adamlar dost görünürler ama her fırsatta dosta kazık atıp onu aldatma yoluna giderler. İtimad telkini içinde her türlü maskaralığı yaparlar. Çünkü onlar başını semaya çarpmaktan korkan cüceler gibidirler. Onların en çirkin yönü haset hastalığına tutulmalarıdır. Bu sebepten dolayı “başkasının balını kendi ağzına sürerek, balı zehir eder.” Atalarımızın “Fışkı” tabir ettiği necaseti yemek zanneder.  Çünkü onlar ruh hastalarıdırlar. Mert insan taraf tutar, ancak onun tuttuğu taraf  “Şahsiyeti felce uğramış, pislik girdaplarında batan çıkan serseriler gibi değildir. Çünkü o, ben tarafım diye haykırır. Ancak onun tarafı  “hakikatin ve adaletin” tarafıdır. Bizim parti, bizim cemaat, bizim şıh, bizim lider, bizim uşaklar yerine hakikat diye haykıran mert adamdır, mert müslümandır o kişi. O münafıkların, ikiyüzlülerin, sahtekârların, cemiyeti aldatanların karşısında dik duran, davranış ve amelleriyle taçlanan şerefli adamdır. Onu Allah ve Resulü övmüştür. Kızıl gözlü, kalın dudaklı, fakir ve yoksul nice insanlar vardır. Toplum arasında köle, yoksul, gariban muamelesi görmüştür. Bilali Habeşiler gibi tarih onları gönüllerde taçlandırmış, Allah Resulü onları müjdelemiştir. Bunun açık örneğini “Yusuf aleyhisselamı okumadınız mı?” diyerek şanlı Peygamberimiz vermiştir. Ne var ki Ebu Cehiller, Ebu Lehebler ve onların muhabbet tellalları tarih itibariyle de kirlenmişler, mücadele yerinde lanetlenmişlerdir. Altına gireceğimiz toprağın üzerinde gurur ve kibirle yürümek nemrutların, firavunların, garunların ve onların bugünkü uşaklarının tutumlarıdır. Rabbimiz bizleri bağışlasın. Amin.