‘’Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.’’ diyen ve şeytanca bir slogan uyduran ajanlar, insanların şeytanın mürşitliğinden kurtulması için ajanların kurduğu tarikatlara koşmasını sağladılar.  Kullanılan metot Batınilerin tuzaklama dedikleri basamaklardan olan ‘’ yemleme, avlama, hile yapma ve araştırma sistemleri’’ idi. Dokuz sistemden sadece dört tanesini kullanmak o gün için yeterliydi. Yemleme metodu ile İngilizlerin Arap Şeyhlerinin ceplerini altınla doldurması, yanlarına aşüfte yosmaları vermeleri onları mest ediyordu. Kuran’da sünnette unutturulmuş ‘’Dari’’ denilen ajanlar vasıtasıyla ‘’Mehdi’’ dedikleri ve öyle inandırıldıkları general Alenby‘’Cihadı Ekber’’ ilan ederek onların tabiriyle ‘’Cihadı Mukaddes’’tir. Çölleri ve Orta Doğuyu karış karış savunan Türk birliklerini, Osmanlıyı  arkadan vurduruyordu. Yemen’de, Irak’ta, Mısır’da, Filistin’de binlerce dedemiz vahşi şekilde şehit edilmişti. Dün öyle idi de bugün nasıl diye sorarsanız, çok daha beterini yaşıyoruz. Yemleme metodu, avlama metodu, hile yapma ve alıştırma sistemleri çok hızlı şekilde devam ediyor. General Allenby Kudüs’e girdiği zaman ‘’Bugün Haçlı Seferleri’ni tamamladım.’’ demişti. Hatta Osmanlı ordularını komuta eden Alman generaller bile bu işe çok sevinmişti. Şimdi ise taktikler değişik, roller değişik. Ancak gaye ve hedef aynıdır. Amerikan imiş, Birleşmiş Milletlermiş, Avrupa Birliği imiş, Nato imiş, bunların hepsi vallahi de billahi de dost değil. İçlerinde dost görünenler var ise de köprüyü geçinceye kadar dayı deme meselesidir. Müslüman Türk milletinin, Müslüman Türk milletinden başka dostu yoktur. Böyle bir ortamda bazı gafil ve delalet içinde olanların hala Atatürk’le uğraşması, hala ‘’Harf devrimiyle cahil bırakıldık’’ demesi sadece Batıniliğin metotlarına yeniden yataklık yapmaktır. Özellikle yemleme sistemleri ile yeniden cemaatlere piyasanın terk edilmeye çalışılması şüpheleri artırmaktadır. Muğlak sözler ve yuvarlak ifadeler tehlikeleri geciktirse bile önleyemezler.