SON DAKİKA
Hava Durumu

MAYIS AYI NELERİ HATIRLATIYOR BAKALIM

Yazının Giriş Tarihi: 08.05.2022 16:14
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.05.2022 16:14
Kıymetli okuyucularım.
2002'nin mayıs ayı toplum olarak bizlere çok şeyler hatırlatmaktadır. Kısaca göz atacak olursak 1 Mayıs İşçi Bayramı. 2 Mayıs mübarek Ramazan Bayramı. 3 Mayıs Fatih Sultan Mehmed'in vefatı ve Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 4 Mayıs Ebu Eyyub-el Ensari'nin vefatı (h.672), 5 Mayıs Avrupa Konseyi'nin kurulması (1919).
6 Mayıs İmam-ı Azam'ın vefatı (h. 767) ve Hıdırellez. 8 Mayıs Anneler Günü. 10 Mayıs Engelliler Haftası ve Danıştay'ın Kuruluşu (1868).
12 Mayıs Dünya Hemşirelik Haftası, 13 Mayıs Türk Dil Bayramı ve M. Ali Ağca'nın Papaya Suikastı (1981). 14 Mayıs DP  (Demokrat Parti)'nin büyük bir başarı ile iktidara gelişi (1950). 19 Mayıs gençlik ve Spor Bayramı.
27 Mayıs Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın vefatı (1942) ve ihtilal. 28 Mayıs Sayıştay'ın Kuruluşu (1862). 29 Mayıs İstanbul'un Fethi. Orta çağ'ın kapanıp Yeniçağ'ın başlaması (1453). 30 Mayıs Açlıkla Mücadele Haftası. 31 Mayıs Dünya Sigara İçmeme Günü ve Muş Depremi (1945).

Kıymetli okuyucularım.
Yukarıdaki konularla ilgili çok şeyler yazılıp söylenebilir. Takdir edersiniz ki gazete yazılarına bunları sığdırmak mümkün değildir. Ancak anneler günü çok özel anlamlar ifade ettiği için mutlaka paylaşılması gerektiğine inanıyorum.  Anne yerine 'Ana' sözcüğü daha sıcak ve okşayıcı geliyor bana. Sizce de öyle değil mi? "Anam anam garip anam. Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar. Ana gibi yar olmaz Bağdat gibi diyar olmaz. Ana dolu. Ana vatan. Cennet annelerin ayakları altındadır. Anasını satayım. Ah anam ah. Anama mektuplar. Ana kuzusu" gibi nice deyimler. Taklit hastalığı ve birbirine benzeme model arama ileti o sıcak ve okşayıcı 'ana' sözünü maalesef çıt kırıldım, üzülme şekerim, ayol monşer, cinsinden perişan ettiler. Mesela soyundukça soyunan, açıldıkça açılan tipler için "Anadan üryan dolaşıyor" diyenler burada 'ana' demek mecburiyetinde kalmışlardır. Bunların bir çoğu da soylarının maymundan geldiğini söyleme zilletine düşmüşlerdir. Halbuki Hz. Adem'in (İlk insan ve peygamber) yaratılışından günümüze kadar fiziki olarak maymuna dönüşen bir tek insan yoktur. Tabii taklitçi maymunlar hariç. Bu yüzden Abdurrahim Karakoç "Benzettiler" diyor ve ekliyor:
"En mahrem yerlerini kalktı örtüsü. Beş santim tırnaktır ellerin süsü. Bütün bunlar medenilik ölçüsü. Cilve Avrupalı, naz Avrupalı. İster sari diyin ister irsi. Büyük revaç buldu makbulün tersi. Duyduğumuz okey, ediyö, mersi. Ağız Avrupalı, söz Avrupalı. Herkes soyunuyor, açılmıyor ki. Sokakta boynuzdan geçilmiyor ki. Müslüman gevurdan seçilmiyor ki. Şekil Avrupalı, poz Avrupalı."
Bakınız A. Karakoç - Beşinci Mevsim. Sayfa 101-104.
 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.