1 Mayıs İşçi Bayramı Emek ve Dayanışma Günüdür. 3 Mayıs Türkçülük Bayramı. Milliyetçilik meselesinin yansıması. 19 Mayıs Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basması. 27 Mayıs 1960 ihtilali ve Adnan Menderes hükümetinin sonu. Ayrıca 3 Mayıs 1481 Fatih Sultan Mehmed’in vefatı. İslam dini kişinin meşru yoldan çalışıp kazanmasının ibadet derecesinde kutsal ve değerli kabul etmiştir. Başkalarının hak ve hukukuna tecavüzü, hırsızlığı, rüşveti, gaspı ve en direkt yollardan insanların haklarına tecavüzü, bu tip bir kazancı yasaklamıştır. İslama göre doğal olan kazanç ya da emektir. Şanlı Peygamberimiz’’Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yemiş değildir.’’ Buyurmuştur.  3 Mayıs Türkçülük Günü merhum Nihal Atsız’ın kaleme aldığı ve dönemin Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Ali Yücel’in derhal görevinden alınmasını gerektiğini, devlet konservatuarında öğretmen olan Sebahattin Ali’nin yaptıklarına göz yumulmasının hatalarını ve Sebahattin Ali’nin Mustafa Kemal’e hitaben’’Ben tanrıyım dese evet mi diyecekler ‘’ifadesi bardağı taşıran damla olmuştur. İşin garibi Nihal Atsız Boğaziçi Lisesinde ki görevinden uzaklaştırılmıştır. Ayrıca Hasan Ali Yücel’in Atsız aleyhinde açtığı dava hakaret davası olarak 3 Mayıs 1944’te başlamıştır. Duruşmayı takip eden gençler milli marşlar söyleyerek Ulus Meydanı’na doğru yürümüşler ve vatan hainlerini protesto etmişlerdir. Türk Milliyetçilerinin bu şahlanışına halk da katılmış büyük kalabalıklar caddeleri doldurmuştur. İşte 3 Mayıs Türklük Bayramı, Türklük Günü böyle doğmuştur.  19 Mayıs 1919’da ise Mustafa Kemal Atatürk Samsun’a çıkmış ve Milli Mücadelenin ilk ateşini yakmıştır.  Bu unutulmaz tarih 19 Mayıs gençlik ve Spor Bayram’ı olarak her yıl anılmaktadır. 27 Mayıs 190 ihtilali demokrasinin ve milli iradenin askıya alındığı talihsiz bir olaydır. Ancak devleti yönetenlerin tutum ve davranışları, birlikte çalıştığı kadroları çok önemlidir. Dönemin iktidar partisi olan DP’nin il il, ilçe ilçe kurduğu ‘’Vatan Cephesi’’ denirken teşkilat mensuplarının kraldan çok kralcı kesilmeleri, yatırımlar için ayrılan paraların şahıslar adına kullanılmasına ve dönemin Marshall yardımı olarak bilinen Amerikancı tutumu benimsenmemiştir. Bu arada merhum Adnan Menderes’e fatura edilen ve bir türlü yalanlanmayan ‘’Türk subaylarının yatağından emir erlerini çıkaracağım’’sözü işin tuzu biberi olmuştur. İktidar olan, ancak muktedir olmayan iktidarın sonu bu çirkin darbe ile getirilmiştir.