24 Temmuz 1950 TBMM’sinin 23. birleşimi yapılıyor. Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan konuşuyor. “Arkadaşlar komünizmden bahsetmiyorum. Moskovizmden bahsediyorum. Evet, bu uğursuz kızıl kuduz. Türk Milletini ısırmak için hırlarken onun ağzından sızan salyaları yalayanları elbette tecziye edeceğiz, cezalandıracağız” diye haykırıyordu. Rahmetli Tevfik İleri ise şöyle sesleniyordu: “Bu kanunu meclise sevk eden kurulun bir azası olarak bu mevzudaki düşüncelerimi arz etmekten kendimi alamadım. Geçenlerde bir arkadaş ısrar etti. Benim yeminim vardır, söz isterim diyordu. Bende onun gibi söyleyeceğim. Bu mevzuda da benim yeminim var. Söz söylemek, konuşmak mecburiyetini hissediyorum. Arkadaşlar ben suçların en büyüğünün bu mübarek vatana ihanet odluğunu görürüm. Her suçluyu affedelim amma vatana ve millete ihanet edenleri asla affetmeyelim ve çocuklarımıza diyebilelim ki yavrum şu adam bir gün bu memlekete ihanet ettiği için bu memlekete hasret can verdi. Onların affedilmemesini seneler önce söyledim. (150’likler için) Bu mübarek vatana hem ihanet edilsin hem de ihanet edenler affa uğrasın. Vatan ihanetini affettikten sonra bırakalım bütün suçlular çıksınlar. Efendim komünistlik üzerinde duruluyor. Komünistlik meselesi üzerinde münakaşa edilecek bir fikir midir? Bir fikir haysiyeti taşıyorum. Görüyoruz ki bütün dünyada ben komünistim diyen insanlar kendilerini muayyen belli bir merkezin emrine bağlamış ve bir gün o merkezin emrinde vazife almaya yemin etmiş kimselerdir. Bir gün o milletle kavga edersek vatan hudutlarını ona açmaya yemin etmiş insanlardır. Ben komünistleri böyle tanıdım. Nazım Hikmet daha dün hapishanede benim kalbimin bir yarısı Yunanistan’da her sabah kurluna diziliyor. Öbür yarısı da Çin’de kurşuna diziliyor dedi. Her halde kalbinin geri kalanı da Kore’de kurşuna diziliyordur”. Alkışlar ve bravo sesleri Nazım Hikmet, Türk Ordusuna, Türk Bahriyesine kandak sokmaktan ve bu suçtan mahkum edilmiştir. Günümüzde onun şiirlerinden örnek vermek gaflettir.
DEVAM EDECEK…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
Maskeli Atatürkçüler ve Nazım Hikmet-3
Kıymetli Okuyucularım,
24 Temmuz 1950 TBMM’sinin 23. birleşimi yapılıyor. Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan konuşuyor. “Arkadaşlar komünizmden bahsetmiyorum. Moskovizmden bahsediyorum. Evet, bu uğursuz kızıl kuduz. Türk Milletini ısırmak için hırlarken onun ağzından sızan salyaları yalayanları elbette tecziye edeceğiz, cezalandıracağız” diye haykırıyordu. Rahmetli Tevfik İleri ise şöyle sesleniyordu: “Bu kanunu meclise sevk eden kurulun bir azası olarak bu mevzudaki düşüncelerimi arz etmekten kendimi alamadım. Geçenlerde bir arkadaş ısrar etti. Benim yeminim vardır, söz isterim diyordu. Bende onun gibi söyleyeceğim. Bu mevzuda da benim yeminim var. Söz söylemek, konuşmak mecburiyetini hissediyorum. Arkadaşlar ben suçların en büyüğünün bu mübarek vatana ihanet odluğunu görürüm. Her suçluyu affedelim amma vatana ve millete ihanet edenleri asla affetmeyelim ve çocuklarımıza diyebilelim ki yavrum şu adam bir gün bu memlekete ihanet ettiği için bu memlekete hasret can verdi. Onların affedilmemesini seneler önce söyledim. (150’likler için) Bu mübarek vatana hem ihanet edilsin hem de ihanet edenler affa uğrasın. Vatan ihanetini affettikten sonra bırakalım bütün suçlular çıksınlar. Efendim komünistlik üzerinde duruluyor. Komünistlik meselesi üzerinde münakaşa edilecek bir fikir midir? Bir fikir haysiyeti taşıyorum. Görüyoruz ki bütün dünyada ben komünistim diyen insanlar kendilerini muayyen belli bir merkezin emrine bağlamış ve bir gün o merkezin emrinde vazife almaya yemin etmiş kimselerdir. Bir gün o milletle kavga edersek vatan hudutlarını ona açmaya yemin etmiş insanlardır. Ben komünistleri böyle tanıdım. Nazım Hikmet daha dün hapishanede benim kalbimin bir yarısı Yunanistan’da her sabah kurluna diziliyor. Öbür yarısı da Çin’de kurşuna diziliyor dedi. Her halde kalbinin geri kalanı da Kore’de kurşuna diziliyordur”. Alkışlar ve bravo sesleri Nazım Hikmet, Türk Ordusuna, Türk Bahriyesine kandak sokmaktan ve bu suçtan mahkum edilmiştir. Günümüzde onun şiirlerinden örnek vermek gaflettir.
DEVAM EDECEK…