Tanınmış bir Özbek yazar olan “Cengiz Aymatov” “Hafızası silenen kişiye “mankurt” dendiğini şöyle anlatıyor. Zalim beylerin esir ettikleri insanların kafa derilerini yüzerek, kılları içe gelecek şekilde dikip, deve derisine sarıp güneş altında kurutmak suretiyle esirin hafızasını sildikleri anlatılıyor. Hafızasını silinene ise “mankurt”  deniliyor. Nayman ananın oğlu da aynı işlemlerle mankurt yapılır. Anasının “Sen benim oğlumsun” sözlerine inanmaz ve itimat etmez. Artık o efendisinin canlı bir robotudur. Efendisi vur der vurur, öldür der öldürür. Gün gelir NAYMAN ana oğlu tarafından öldürülür. Değişik yöntem ve metotlarla Mankurt yetiştiren dünya politikalarını, o zalim beyler, onların emir ve direktifleriyle hareket edenleri de Mankurtlara benzetmek geldi aklıma. Başka benzetilecek daha akla yakın örnek de göremedim. Yürekleri sevgi ve şefkat dolu NAYMAN anaları aklımızdan çıkarmayalım. Özüne köz düşmüş NAYMAN analar çoğalmasın.
Enflasyonla korkut paradan konuş,
Faizden tahvilden, kiradan konuş,
Neremiz zayıfsa oradan konuş
Mideden, bağırsaktan söz eyle mankurt.
 
Durmadan ıslık çal, suyu gösterme
Kimseye düğünü, toyu gösterme
Ekmeği, çorbayı, çayı gösterme
Beş sene cilve yap, naz eyle mankurt.
 
Etin gramı yüz eyle mankurt
Yansın keresteler köz eyle mankurt
Dünyada dik başlı dağ bırakma ha
Dereyi, tepeyi yüz eyle mankurt
 
Çekinme, en büyük sayı sendedir
Dağıt değirmenin suyu sendedir
Yedi yüz yosmanın huyu sendedir
Yeter ki el salla göz eyle mankurt
Not : Yukarıdaki yazıyı ve şiiri merhum Abdurrahim Karakoç 20.08.1984 ve 04.10.1985 tarihlerinde yazmış ve beşinci mevsim adlı kitabının36 ve 37-38. Sayfalarında yayınlamıştır.