İnsanlar ve tüm insanlık zamanın kıymetini bilip, onun çok değerli bir nimet olduğunu anlasalardı günümüzde ve geçmişte uğradığımız felaketlerin hiçbirisine maruz ve mecbur olmazdık. Onun için Allah Asr Suresi’nde zamana yemin ederken insanın şeref ve haysiyetini ön plana çıkarmaktadır. Kişi kendi bulunduğu ve yaşadığı zamanın üzerine Allah’ın yemin ederek kullarını uyardığını bilmelidir. Özellikle asırdan, zamandan istenilen, murad olunan mananın Şanlı Peygamberimizin zamanına isabet etmesi önemlidir. Çünkü o dönemde her tarafta dinler çığırından çıkmış, ahlak, fazilet, adalet ayaklar altına alınmış, hak-hukuk ışıkları sönmüş, cehalet, şirk, küfür, zulüm, insan haklarına tecavüz, kadınlığın ayaklar altına alınması gibi birçok rezalet ve şer ortalığı kaplamıştı. Çağımıza baktığımızda o zillet döneminin yüz karası olan bütün rezaletler mevcuttur. Onun için Kuran-ı Kerim toplumları, bu uçurumdan kurtarmak için, mutlu bir hayata davet ederek huzur inkılabının ve cennetin yolunu gösteren bu asra yemin edilmesini perçinlemiştir. Hz. Adem’den itibaren zaman dilimi insanoğlu için işlemiştir. İnsanlık tarihinde Hz. Musa’ya takdim edilen Tevrat’ın indirilişinden önce geçen zaman, yani Firavun’un helak olmasıyla son bulan zaman, Tevratla, İncille açılan zaman, yani son peygamber olan Hz. Muhammed (s.av)’e kadar geçen zaman dilimi ve Şanlı Peygamberimizin gelişiyle başlayan, adı da ‘Ahir Zaman’ olan, Hz. Muhammed (s.a.v)’in ve ümmetinin asrı olan zaman dilimi.  İşte Allahımız insanlığın ömrünün bir gün son bulacağını, bunun da Asr-ı Muhammed’i denilen bugünün ikindisi misali anlatmıştır. Buhari ve Müslim’de açıklanan bir hadis-i şerifte şu ifade mevcuttur; “Sizden evvel gelip geçmişlere nispetle, sizin vaktiniz ikindi namazıyla. Guruba şems denilen güneşin batması, yani akşam namazı arası kadardır” buyurmuştur. Rabbimiz Hz. Peygamberimize “İçinizden hayırlı bir ümmet çıkardık” buyurarak ahir zamana, ümmete and içmiştir. Ayrıca onun ömrüne ve makamına and içmiştir. Dolayısıyla bütün geçmiş zamanlara ve o zamanların ortası olan asrında sonu olan ahir zamana ve ikindi vaktine yemin ederek, asrın insanlarının hüsran, zarar ve ziyanda olduğunu Allahımız haber vermiştir. Küfür içinde olanlarla, iman ve salih amel denilen iyi işlerle meşgul olanlar ayrılmıştır. Unutulmasın ki her nefesten sonra hesap ve sual zamanı yaklaşmaktadır. Nefes insanın icadı değildir. Eğer insanın icadı olaydı, ömür tükenmezdi. Çünkü mülkte, nefeste Allah’ındır. İnsan emanetçisidir.