Günümüzde para denilince anladığımız madeni ve kağıt paralardır. Alışverişlerimiz, ticaretlerimiz onlarla yapılmaktadır. Maaşlarımız, işçi ücretleri onlarla ödenmektedir. Daha doğrusu zenginlik ölüsü onlarla sınırlanmıştır. Özellikle kağıt paralar altına bağlı olmaktan çıkarılmıştır. İhtiyaçların giderilmesi ve kar etme gibi ekonomik faaliyetler onlarla yapılmaktadır. Bunun anlamı şudur; Altın ve gümüşten ticari hayattaki yapmış oldukları görevleri kağıt paralar üstlenmiştir. Dolayısıyla altında ve gümüşte olduğu gibi fakir ve yoksulların kağıt paralarda da hakkı vardır. Buda zekat olarak ödenir. Yani ister madeni, ister kağıt para olsun kendi başlarına yada diğer mallarla birlikte nisaba, zenginlik sınırına alışınca bunların üzerinden kırkta bir, yani yüzde iki buçuk zekat ödemek farzdır. Gösterişin ve şaibenin yoğun olduğu günümüzde bir kimse zekat niyetiyle bir fakir veya yetimi doyurursa bu hareketi onun zekat borcunu ortadan kaldırmaz. Burada ki husus önem arz etmektedir. Birincisi zekatı, onu almaya ehil olanlara vermektedir. İkincisi ise verilen malın veya paranı tamamen onların tasavvufuna bırakmaktır. Bu arada zekat niyetiyle fakire, yetime mal vermek onu verdikten sonra ister gıda olsun, isterse para veya giysi olsun zekat sayılır. İslam hukuklarına göre hayır kurumlarına zekat verilmez. Bunlara zekatın dışında bağışlar yapılır. Zekat sadece kuranın tarif ettiği 8 sekiz sınıfa verilebilir. Bakınız İslam ilmihali Cilt 1 Sayfa 438 Paragraf 1 ve 2 bu arada şu önemli gerçeği iyi anlayalım Hz. Peygamberimizin sülalesinden gelen Haşimoğullarına ve onların soyuna zekatı almayı yasaklamıştır. Ayrıca “hak etseler bile”  bir devlet gelirini sülalesine yasaklayan dünyanın tek lideri şanlı peygamberimizdir.  Bu Krallara emirlere şıhlara seyidlere prenslere ve de İslamcı muhafakazar liderlere duyurulur. Devlet malını, milletin haklarını hiçbir gerekçe göstermeden harcayanlar diriliş gününde tüm ruhlar aleminin meleklerin, peygamberlerin huzurunda hesaba çekileceklerini bilmelidirler. Ayrıca toplumda alışkanlık halini almış dul ve yetimlere zekat fitre verirken onların ihtiyaç sahibi olduğunu mutlaka bilmeliyiz. Yetim zengin ise dul zengin ise onlara zekat ve fitre verilmez. Çünkü onların vermesi lazım bir bakıyoruz dul kardeşimizin evinde yığılmış yardım kolileri. Bu tip davranışlar ahlaki değildir onun için verenin de alanın da dinimizin bu konuda ki tavsiyelerine dikkat etmeleri lazımdır.