Nasıl başlasam diye düşünürken ilk aklıma gelen şu nokta oldu. İki tane kutsal bayramımız var. Maalesef Ramazan Bayramımız’ın adı şeker bayramı oldu. Kurban Bayramımızın adı da neredeyse Et Bayramı ve köfte, kebap, sucuk bayramı olacak. Öyle ya Kurban Bayramı’nda balkonlarda asılan sucukların haddi hesabı yok. Bayram tatili uzun olunca hemen devreye başka organizasyonlar girmeye başladı. Turizmciler adeta göbek attı. Şimdiden rezervasyonlar dolup taşmış. Otellerde yer kalmamış. Vay anasını be yahu. Bizde zannediyoruz ki yaşlı analar, babalar, halalar, teyzeler, amcalar, dayılar ve kimsesizler sevinecek. Evleri bir iki günlüğüne de olsa dolup taşacak. Huzur evleri, darülacezeler, yetimhaneler de ayak basmaya yer kalmayacak. Hastaneler tıklım tıklım olacak. Meğer bizim ki hayal kurmaktan ibaretmiş. Yakında öyle zannediyorum ki bu bayramlar festivale dönüşürse hiç şaşmayalım. Zaten köylerde, kentlerde bol bol festival yapılıyor. Çiçeklerden festival yapanlar var. Fındık Festivali, Biber Festivali ve benzeri birçok festival yapılıyor. Kanaatim ucuz olduğu için salatalık ve hıyar festivali yapılmıyor. Bir de lüks villalarda yapılan rüşvet bayramları, kredi bayramları, torpil bayramları ve rant bayramları. Yani o heriflerin her günü düğün bayram. Bu konuda rahmetli Abdurrahim KARAKOÇ’u okuyupta hatırlamayan var mı acaba? Rant sözüme sakın kimse alınmasın. Senelerce yoksul ve garibanlara gönderilecek diye toplanılan kurban paralarının daha sonra ne yazık ki Amerika’nın güdümünde ki ihanet şebekelerine gittiği ortaya çıktı. Hep merak eder dururum. Emekli bir müftü olarak soruyorum. Birçok vakıf ve dernek var. Kurumlar var. Bunların bazılarının bütçeleri dudak uçurtacak kadar yüksek. Allah rızası için toplanılan bu paralar yine Allah rızası için harcanırsa bu bütçeler nereden kabarıyor. Bu mülkler neyle alınıyor. Birisi izah ederse sevinirim. Bu yüzden bu tip organizasyonlara oldum olalı ilgi duymadım ve katılmadım. Yinede katılmam. Şimdi gelelim işin bir başka yönüne. Vatandaş Parlament, Mallboro içerken kimseye “Ben bunları içebilir miyim”diye sormaz. Müzik setleri, renkli boy televizyonları alırken de sormaz. Düğün, dernek kıyafetleri için zaten sormaz. Tatil yapabilir miyim diye hiç sormaz. Yılda bir kurban kesecek bir sürü Fetva arar. Ben borçluyum kesebilir miyim diye. Buna da şahsen hayret ederim. Allah akıl, fikir ve iman ihsan eylesin diyerek kurbanın dini hükmü nedir? konusuna kısaca göz atmak istiyorum.
Sevgili okuyucularım
Kurban Allah’a yakınlık sağlayan, teslimiyet ifade eden, belirli şartlara sahip kişilerin yerine getirmesi gereken mali bir ibadettir. İnsanlık tarihi boyunca bütün dinlerde mevcuttur. Sadece şekil ve amaç itibariyle aralarında farklılıklar mevcuttur. El Maide Suresi’nde Hz Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettiklerinden söz edilir. Hac suresinde ise İlahi dinlerin tamamında kurban hükmünün konulduğu mevcuttur. Kurbanda asıl olan Allah’a teslimiyet ve şükürdür. Konuyla ilgili ayet ve hadisleri yazmaya bir makale yetmiyor. Hz Peygamberimiz kurban kesmeyi hiç terk etmemiştir.
Ümmet olana bu bile yeter.
Müslüman olmak, akıllı olmak, ergen olmak, mukim yani yolcu olmamak, belirli bir mala sahip olmak kurban için gerekli hükümlerdir. Aslında varlığı olan küçük çocuklar adına ve akıl hastaları adına da kurban kesilebilir. Burada kanuni temsilcilerin dini ve hukuki sorumlulukları esas alınmıştır. Günümüzde yolculuk imkân ve şartları değiştiğinden bayram tatilini fırsat bilerek yurt dışına, plajlara, lüks otellere gidenlerinde kurbanlarını kesmeleri ve ya kestirmeleri gerekmektedir. Kurbanlık hayvanlar bellidir. Tavuk, kaz, ördek, deve kuşu gibi hayvanların kurban edilmesi caiz olmaz. Arzu edenlerin tarafıma konuyla ilgili soruları varsa cevaplandırabilirim. Aydınlatma problemi yoksa gece de kurban kesilebilir. Kurbanın taksimi prensip olarak bir bölümü sahibinin, bir bölümü eş, dost ve akrabaların, bir bölümü de fakir ve fukaranın hakkıdır, inancı ile yapılmalıdır. Allah kurbanlarımızı kabul buyursun. Bayramınız mübarek olsun. Merak edenler olursa  telefonumdan soru sorabilirler.