İslam Dini’nin bütün delilleri Allah’a dayanır. Budinin genel esasları olarak hakim bizzat Allah’tır. Bütün deliller Allah’ın hükümlerini emir ve yasalarını bilme vasıtasıdır. Sevgili Peygamberimizin s.a hayatı, yaşantısı ise Kuran’ın bizzat uygulamasıdır. Alalh Resulü’nün vefatından sonra ümmetini uyarması çok manidardır. Özellikle şirk konusunda bidat ve batıl uygulamalar noktasında ciddi uyarılar yapmıştır. Bu uyarılardan birisi de gizli şirktir. Karıncanın ayak sesinden daha gizli olarak şirk müslümanları kuşatmıştır. Ehlisünnet diye Emevi uydurukçaları ibadetlerimize bile musallat olmuştur. İmam-ı Azamların, İmam-ı şafilerin şehit edilmelerinin sebebi din adına uydurukça fetvaların alınması için yapılan zulüm ve baskılardandır. Hatta Cuma günleri kılınan iki rekat Farz namazın Hutbeden önce kılındığı bilinmektedir. Bugün önce hutbe sonra namaz kılınıyorsa bu uygulama Emevi döneminin baskısındandır.Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığına çok ciddi görevler düşmektedir. Bu uygulama kesinlikle sünnete aykırıdır. Kuran’ı ve sahih sünneti dikkate almadan din ile Allah ile aldatanlar günümüzde çoğalmıştır. Mesela 90 yaşında vefat eden aylarca yoğun bakımda kalan bir müslüman için ölüm haberini duyurmak maksadıyla sela verilmek üzere zarflara 100 TL konulmuştur. Ancak bir cemaat mensubu bunun doğru olmadığını en az 500 TL konulmasını istemiştir. Neticede 25 bin TL sela zarflarına konulmuştur. Yani din adına hırsızlık yapılmıştır. Bunlar cemaat soyguncularıdır. Kuran’da böyle bir müslümanlık yoktur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KURAN MÜSLÜMANI OLMAK NE DEMEKTİR?
Kıymetli Okuyucularım,
İslam Dini’nin bütün delilleri Allah’a dayanır. Budinin genel esasları olarak hakim bizzat Allah’tır. Bütün deliller Allah’ın hükümlerini emir ve yasalarını bilme vasıtasıdır. Sevgili Peygamberimizin s.a hayatı, yaşantısı ise Kuran’ın bizzat uygulamasıdır. Alalh Resulü’nün vefatından sonra ümmetini uyarması çok manidardır. Özellikle şirk konusunda bidat ve batıl uygulamalar noktasında ciddi uyarılar yapmıştır. Bu uyarılardan birisi de gizli şirktir. Karıncanın ayak sesinden daha gizli olarak şirk müslümanları kuşatmıştır. Ehlisünnet diye Emevi uydurukçaları ibadetlerimize bile musallat olmuştur. İmam-ı Azamların, İmam-ı şafilerin şehit edilmelerinin sebebi din adına uydurukça fetvaların alınması için yapılan zulüm ve baskılardandır. Hatta Cuma günleri kılınan iki rekat Farz namazın Hutbeden önce kılındığı bilinmektedir. Bugün önce hutbe sonra namaz kılınıyorsa bu uygulama Emevi döneminin baskısındandır.Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığına çok ciddi görevler düşmektedir. Bu uygulama kesinlikle sünnete aykırıdır. Kuran’ı ve sahih sünneti dikkate almadan din ile Allah ile aldatanlar günümüzde çoğalmıştır. Mesela 90 yaşında vefat eden aylarca yoğun bakımda kalan bir müslüman için ölüm haberini duyurmak maksadıyla sela verilmek üzere zarflara 100 TL konulmuştur. Ancak bir cemaat mensubu bunun doğru olmadığını en az 500 TL konulmasını istemiştir. Neticede 25 bin TL sela zarflarına konulmuştur. Yani din adına hırsızlık yapılmıştır. Bunlar cemaat soyguncularıdır. Kuran’da böyle bir müslümanlık yoktur.