Kıymetli Okuyucularım.
Utanç verici bir o kadarda üzücü olan “KPSS” hadisesi tam bir skandal ve rezalettir. Şüpheler bizleri yıllarca gerilere götürmüştür. Yapılan hırsızlık neyin karşılığı yapılmış mutlaka sorgulanmalıdır. Bu soru çalma olayları yeni değildir. Yıllar önce Ankara’da ajan yetiştiren okullar açılmıştır. Yetişenler Bürokraside Üniversitelerde görevlendirilmişlerdir. Tabiri caizse Virüs Türk Devleti’nin Devlet’i meydana getiren bütün kurumlara yerleştirilmiştir. Buralarda “kök salması” sağlanmıştır. Uzaktan kumandalı mihraklar müslüman Türk milletini sağ sol diye ikiye ayırmıştır. 1977 de tezgahlanan “taksim”deki işçi katliamları Çorum Sivas Maraş olayları ve bunları tezgahlayanlar kimlerdi. Darbeler zinciri vasıtasıyla toplumu ve iktidarları baskı altına alarak kimler çıkar sağladı ve kimler kimlere uşaklık yaptı.
Kıymetli okuyucularım sahnelenen oyunları gören rahmetli Türkeş şu çağrıyı yapıyordu. Ben Türk milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye rüşvetle hileyle çiğnenen çiğnetilen hukuk düzenlerine ahlaktan mahrum bir hürriyete tefeciliğe karaborsaya yer veren bir ekonomiye çağırmıyorum. Türklük gurur ve şuuruna islam ahlak ve faziletine yoksullukla savaşa adalette yarışa birliğe kardeşliğe kısacası hak yolu hakikat yolu Allah yoluna çağırıyorum.
Bak. Alparslan Türkeş DAVA-sayfa 57-58.
Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunları görenler vardı. Bunu gören vatanperverler ve samimi dindarlar susturuluyorlardı. Ulusal sermaye gurupları yeşil kuşak denilen rantiyeciler mezhep kışkırtıcıları siyasi ümmetçilik ayaklarına yatan “cemaatler” ve sivri uç denilen terör odakları Türklük Atatürkçülük ve cumhuriyet düşmanlığında birleştiler. 1979 yılındaki Rumeyni hareketi bir anda yayıldı. Bunun üzerine Amerika islam coğrafyasındaki politikasını değiştirdi. Kendisine hizmet edecek bir takım kuklalar buldu. Bu kuklaların en başında “Fethullah Gülen” denilen hain vardı. Türk silahlı kuvvetleri emniyet teşkilatı MİT adalet maliye yök diyanet siyaset yani bütün kurumlara sızmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinde bile korunmuş tutuklanması önlenmişti. Hatta çalışmalarını daha da hızlandırmıştı. Kenan Evren ona sempati duyan bazı isimleri İmam Hatip okulundaki görevlerinden alıp Mit teşkilatına yerleştirmişti.
Kıymetli okuyucularım. Bu mesele o kadar çetrefilli ki soru çalanlar skandallar, torpiller, yolsuzluklar… Taa o zamanlardan beri devam ediyordu. Bu bilgi hırsızlığı yüzünden niceleri mağdur olmuş, niceleri de sahte ünvanlara kavuşmuştur. Vezir olması gereken adalet rezil edilmek istenmiyorsa mutlaka dünü ile bugünü ile hesap sorulmalıdır. Yaşananlar tam bir rezalettir. İnşallah tekrar etmez. Unutmayalım ki devlet milletin ta kendisidir. Devlete ihanet millete ihanettir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KPSS REZALETİ VE ADALETLİ İMTİHAN
Utanç verici bir o kadarda üzücü olan “KPSS” hadisesi tam bir skandal ve rezalettir. Şüpheler bizleri yıllarca gerilere götürmüştür. Yapılan hırsızlık neyin karşılığı yapılmış mutlaka sorgulanmalıdır. Bu soru çalma olayları yeni değildir. Yıllar önce Ankara’da ajan yetiştiren okullar açılmıştır. Yetişenler Bürokraside Üniversitelerde görevlendirilmişlerdir. Tabiri caizse Virüs Türk Devleti’nin Devlet’i meydana getiren bütün kurumlara yerleştirilmiştir. Buralarda “kök salması” sağlanmıştır. Uzaktan kumandalı mihraklar müslüman Türk milletini sağ sol diye ikiye ayırmıştır. 1977 de tezgahlanan “taksim”deki işçi katliamları Çorum Sivas Maraş olayları ve bunları tezgahlayanlar kimlerdi. Darbeler zinciri vasıtasıyla toplumu ve iktidarları baskı altına alarak kimler çıkar sağladı ve kimler kimlere uşaklık yaptı.
Kıymetli okuyucularım sahnelenen oyunları gören rahmetli Türkeş şu çağrıyı yapıyordu. Ben Türk milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye rüşvetle hileyle çiğnenen çiğnetilen hukuk düzenlerine ahlaktan mahrum bir hürriyete tefeciliğe karaborsaya yer veren bir ekonomiye çağırmıyorum. Türklük gurur ve şuuruna islam ahlak ve faziletine yoksullukla savaşa adalette yarışa birliğe kardeşliğe kısacası hak yolu hakikat yolu Allah yoluna çağırıyorum.
Bak. Alparslan Türkeş DAVA-sayfa 57-58.
Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunları görenler vardı. Bunu gören vatanperverler ve samimi dindarlar susturuluyorlardı. Ulusal sermaye gurupları yeşil kuşak denilen rantiyeciler mezhep kışkırtıcıları siyasi ümmetçilik ayaklarına yatan “cemaatler” ve sivri uç denilen terör odakları Türklük Atatürkçülük ve cumhuriyet düşmanlığında birleştiler. 1979 yılındaki Rumeyni hareketi bir anda yayıldı. Bunun üzerine Amerika islam coğrafyasındaki politikasını değiştirdi. Kendisine hizmet edecek bir takım kuklalar buldu. Bu kuklaların en başında “Fethullah Gülen” denilen hain vardı. Türk silahlı kuvvetleri emniyet teşkilatı MİT adalet maliye yök diyanet siyaset yani bütün kurumlara sızmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinde bile korunmuş tutuklanması önlenmişti. Hatta çalışmalarını daha da hızlandırmıştı. Kenan Evren ona sempati duyan bazı isimleri İmam Hatip okulundaki görevlerinden alıp Mit teşkilatına yerleştirmişti.
Kıymetli okuyucularım. Bu mesele o kadar çetrefilli ki soru çalanlar skandallar, torpiller, yolsuzluklar… Taa o zamanlardan beri devam ediyordu. Bu bilgi hırsızlığı yüzünden niceleri mağdur olmuş, niceleri de sahte ünvanlara kavuşmuştur. Vezir olması gereken adalet rezil edilmek istenmiyorsa mutlaka dünü ile bugünü ile hesap sorulmalıdır. Yaşananlar tam bir rezalettir. İnşallah tekrar etmez. Unutmayalım ki devlet milletin ta kendisidir. Devlete ihanet millete ihanettir.