Beyni sulu, kimyası bozuk tipler medeniyetleri ikiye ayırmışlardır. Birisi batı ve Avrupa medeniyeti, diğeri ise bunların dışında kalan medeniyetlerdir.
Bunlarda İslam alemi, Siyah Afrika, Uzak doğu ve Hindistandır. Önceki yıllarda Çin ve Japonya da bunlara dahildi. Batı ve Avrupa medeniyetinin en önemli unsuru Hristiyanlık’tır. Bilimsel düşünce hümanizm ise Hristiyanlığı takip eden unsurlardır. Medeniyetler arası çatışma tezinin sahibi olan ve ortaya atan S. Hontingonton’a göre ABD’nin görevi henüz bitmemiştir. Düşman ise Batı ve Avrupa medeniyeti dışında kalanlardır. Batıdan anlaşılan, Yahudi ve Hristiyan kültürüdür. Buradan anlaşılıyorki dünya ikiye ayrılmıştır. Birisi kendileri, yani Yahudi ve Hristiyanlar’dır. Diğeride ötekilerdir. Daha doğrusu İslam alemidir. Ancak üstün olan hep onlardır ve onların medeniyetidir. İşin özüne bakılırsa ve açıkça söylemek gerekirse çatışma Hilal ve Haç arasındadır. İçimizdeki beyni sulu ve kimyası bozuk Batı ve Avrupa medeniyeti sevdalıları ve aşıkları için tarih boyu Müslüman Türk Milletinin bile geri kalmasının en büyük nedeni İslam dinine mensup olmalarıdır. Çünkü Hilal onlar için dayanılmaz bir yük, çekilemeyecek derecede bir görüntü kirliliğidir. Hamd olsun ve şükürler olsun ki Allah, onlara o mübarek Hilali her Allah’ın günü seyrettiriyor. Dilimiz varmıyor ama, ne yazık ki yıllardan beri aydın ve ilerici geçinenler ön yargılarıyla yada beslendikleri yerlerin diliyle hareket etmişlerdir. Burada sorgulanması gereken geri kalmışlığın sebebi Müslümanlıktan mı yoksa, yanlış uygulamalardan mı kaynaklanmıştır araştırılmalıdır. Mesela takriben 250 yıldan beri batı tutkusu edebiyattan sanattan sosyal hayatımıza ve giyim kuşamımıza varıncaya kadar bir batı ve Avrupa aşkı taklitçiliği neslimizi kuşatmıştır. Bu özenti daha sonra siyasetçilerimize, devlet adamlarımıza sirayet etmiştir. Dilimiz bile pardonlu, monşerli, süslü cümlerle özenti had safaya çıkmıştır. Japonyanın, Çinin öğrencileri batıdan aldıkları teknolojiyi kopya ederek ülkelerinde uygulamışlardır. Bugünkü seviyeleri bellidir. Bizim öğrencilerimiz ise teknolojiye bakmadan moda alanında ön plana çıkmışlardır. Bugün bile kocaman ünvanlı adı Prof olan, Doçent olan nice batı kolikler hala bu tutku ve özentilerini ayakta tutmaya gayret etmektedirler. Tohumlarımızın, tarımımızın , hayvancılığımızın ve diğer alanlarımızın bozulmasının sebebi de bu özentilerdir.