Kıymetli okuyucularım
Topluma bakıldığında para uğruna yapılan bir sürü rezalet görüyoruz. Bu rezaletler ayrık otu gibi tepeden tırnağa kadar bizi sarmış. İnsan hayrete düşüyor. Aslında vicdan azabı çekiyor. İstismar yöntemleri bol prim yapıyor. Adam namaz kılmaz, oruç tutmaz ama seccade reklamı yapar. Dekolte giyinir, tesettürlü elbiseler satar, ferace pazarlar. Peygamberimiz (s.a.v.)'i örnek gösterir. Kendisi her türlü menfaat yollarına başvurur. Halbuki Peygamberimiz hayatı boyunca hiç tok olarak sonradan kalkmamıştır. Bir zeytin bir hurma ile idare etmiştir. Onu örnek gösterenlerin çoğu toplumu kandıran tiplerdir. Çünkü kendileri ev, araba, villa, malikane ile köfte, kebap, lüks ve pahalı kıyafetlerle yaşamaktadırlar. Tabirimi hoşgörün. Harun görünüp Karunlaşmaya devam etmişlerdir. Söz ustalıklarına laf ebeliklerine, düşünce aldatmacalarına hiç gerek yoktur. Ölçü Kur'an ve sahih sünnettir. Çünkü insan aklı yanılabilir. Her şeyin en doğrusunu bilen Rabbimiz yanılmaz. Yalan, ayrıştırma, iftira, haksızlık, fahiş fiyatlar, cinayetler, yolsuzluklar ve benzeri adilikler.
Kıymetli okuyucularım
Allah'ın Resulü, "Sen tek başına kalsan bile hak ve hakikate uygun olanı seç" buyurmaktadır. Öyleyse yalan yanlış ve çirkin olayların çukuruna düşmüş kalabalıkların peşinden gitmek zorunda değiliz. Boşverin Ali'yi, Veli'yi boşverin, mantık oyunlarını. Kur'an ve sahih sünnete teslim olun. Sizlerin omuzlarına basarak ceplerini dolduranların, göbeklerini şişirenlerin sizi cennete götürmeyeceğini bilin. Allah'ın samimi kulları iyi işlerle meşgul olan insanlardır. Onlar yanlış ve çirkin işlere tenezzül ve tevessül etmezler. Kalabalıkların bir anlamı da cemaattir. Hak ve hakikate uygun olan, doğru ve dürüst davranan kalabalık değilse dili düdüklerin şakşakçı hödüklerin oluşturduğu insan yığınları asla cemaat değildir. Öneğini 'Altın Nesil' diye tarif edilen Nur Cemaati diye göklere çıkarılan FETÖ’nün ihanetinde gördük.
Kıymetli okuyucularım
Kötü niyetli, menfaat düşkünü, istismarcı tiplerden meydana gelen kalabalıkları bırakın. Onların ihanetlerini ve yumruklarını milli mücadele yıllarından beri biliyoruz. Belki de Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Sefahat'ta söylediği şunu mısra bunun içindir. "Hak zelil oldumu, millete hükümet de zelil. Hangi ümmet teki müşkildir edilmek tahsil." Basit anlamıyla hukuk adalet bir millete uygulanmaz çiğnenirse o toplum ve hükümet mağdur olur. Bunun tedavisi zordur. Millet bu tedaviyi yapamaz. Netice olarak ölçü adalet, doğruluk, dürüstlük ve adil paylaşımdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KİMLER YANLIŞ KİMLER DOĞRU ÖLÇÜ NEDİR?
Topluma bakıldığında para uğruna yapılan bir sürü rezalet görüyoruz. Bu rezaletler ayrık otu gibi tepeden tırnağa kadar bizi sarmış. İnsan hayrete düşüyor. Aslında vicdan azabı çekiyor. İstismar yöntemleri bol prim yapıyor. Adam namaz kılmaz, oruç tutmaz ama seccade reklamı yapar. Dekolte giyinir, tesettürlü elbiseler satar, ferace pazarlar. Peygamberimiz (s.a.v.)'i örnek gösterir. Kendisi her türlü menfaat yollarına başvurur. Halbuki Peygamberimiz hayatı boyunca hiç tok olarak sonradan kalkmamıştır. Bir zeytin bir hurma ile idare etmiştir. Onu örnek gösterenlerin çoğu toplumu kandıran tiplerdir. Çünkü kendileri ev, araba, villa, malikane ile köfte, kebap, lüks ve pahalı kıyafetlerle yaşamaktadırlar. Tabirimi hoşgörün. Harun görünüp Karunlaşmaya devam etmişlerdir. Söz ustalıklarına laf ebeliklerine, düşünce aldatmacalarına hiç gerek yoktur. Ölçü Kur'an ve sahih sünnettir. Çünkü insan aklı yanılabilir. Her şeyin en doğrusunu bilen Rabbimiz yanılmaz. Yalan, ayrıştırma, iftira, haksızlık, fahiş fiyatlar, cinayetler, yolsuzluklar ve benzeri adilikler.
Kıymetli okuyucularım
Allah'ın Resulü, "Sen tek başına kalsan bile hak ve hakikate uygun olanı seç" buyurmaktadır. Öyleyse yalan yanlış ve çirkin olayların çukuruna düşmüş kalabalıkların peşinden gitmek zorunda değiliz. Boşverin Ali'yi, Veli'yi boşverin, mantık oyunlarını. Kur'an ve sahih sünnete teslim olun. Sizlerin omuzlarına basarak ceplerini dolduranların, göbeklerini şişirenlerin sizi cennete götürmeyeceğini bilin. Allah'ın samimi kulları iyi işlerle meşgul olan insanlardır. Onlar yanlış ve çirkin işlere tenezzül ve tevessül etmezler. Kalabalıkların bir anlamı da cemaattir. Hak ve hakikate uygun olan, doğru ve dürüst davranan kalabalık değilse dili düdüklerin şakşakçı hödüklerin oluşturduğu insan yığınları asla cemaat değildir. Öneğini 'Altın Nesil' diye tarif edilen Nur Cemaati diye göklere çıkarılan FETÖ’nün ihanetinde gördük.
Kıymetli okuyucularım
Kötü niyetli, menfaat düşkünü, istismarcı tiplerden meydana gelen kalabalıkları bırakın. Onların ihanetlerini ve yumruklarını milli mücadele yıllarından beri biliyoruz. Belki de Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Sefahat'ta söylediği şunu mısra bunun içindir. "Hak zelil oldumu, millete hükümet de zelil. Hangi ümmet teki müşkildir edilmek tahsil." Basit anlamıyla hukuk adalet bir millete uygulanmaz çiğnenirse o toplum ve hükümet mağdur olur. Bunun tedavisi zordur. Millet bu tedaviyi yapamaz. Netice olarak ölçü adalet, doğruluk, dürüstlük ve adil paylaşımdır.