Kıymetli okuyucularım
Başta tarım ürünleri olmak kaydı ile üretimde dışa bağımlı hale gelmemizin sebepleri hiç şüphesiz plansız ve kötü yönetimlerdir. Yıllardan beri suçlanan çiftçilerimiz, başta köylüler olmak üzere devamlı olarak suçlanmışlardır. Rahmetli S. Ahmet Arvasi hocamızın tabiriyle, "Lüks ve yumuşak koltuklarda oturarak, kebaplarını yiyerek, ucuz ifadelerle artistik tavırlarla konuşanların olduklarını çok gördük. Bu aziz milletimizi tembellikle itham edenler her dönemde olmuştur. Onlara göre çiftçimiz tembel, işçimiz cahildir. Esnafımız ise uyuşuk ve beceriksizdir. Bütün bunların sebebi bizi biz yapan milli ve dini mukaddes değerlerimizden uzaklaşmamızdır" diyor. Bak. Türk İslam Ülküsü 2, Sayfa 195. Ülkemizde üretiminin artmasını kim istemez ki... Elbette bütün sektörlerde üretim artmalıdır. Ancak bu temenni ve istek lafla demeç ile ve politik sözlerle olmaz. Bunun olması için tedbirler alınmalıdır. Hedefe ulaşmak için güven ortamı sağlanmalı ve milletçe teşkilatlanmak gereklidir.
Kıymetli okuyucularım
Ulaşım imkanları, haberleşme, taşıma vasıtaları, güvenli pazar, tehdit ve baskıdan uzak satış imkanı, kredi destekleri, sömürücü çevrelerin baskılarından uzak güvenli pazar ortamı ve vergilerin makul seviyede olması, girdilerin ve üretim maliyetlerinin azalması üretimi arttıracaktır. Şartlar ve imkanlar hazırlandıktan sonra milletimiz ve çiftçilerimiz daha çok çalışıp daha çok üretmeyi milli bir görev bileceklerdir. Çiftçilerimizin, bazıları tarafından siyasi yöntemlerle suçlanması doğru değildir. Bu bağlamda devletimizin adil ve şefkatli otoritesi devreye girmelidir. Sömürücü olmayan krediler ve kooperatifler iyi organize edilmelidir. Özellikle karayolları taşımacılığı çiftçilerimizi mali açıdan zor durumda bırakmaktadır. Akaryakıt zamları, işçilik, elektrik, gübre ve makine giderleri hesap edildiğinde çiftçilerimizin zararlı olduğu ortaya çıkar. Bir de ithal ürünlere verilen paralarla yerli üretimin paraları kıyaslanınca çiftçilerin gönülleri kılmaktadır. Tarımda dışa bağımlı hale girişimiz milli ekonomiyi de zor durumda bırakmaktadır.
Kıymetli okuyucularım
Topluma baktığımızda herkes suçlu arıyor. Kim kimler suçlu belli değil. Aslında hesap soran ve hesap veren bir siyasi anlayış lazım. Yıllardan beri şahit olduğumuz yolsuzluklar, rüşvetler, lüks israflar bunların hiçbirisinin hesabı sorulmadı. İş olsun diye suçlu aranıyor. Benim 80 yaşında vefat eden bir yengem vardı. "Oğlum gelin inek sağmasını bilmediği için kaynanasına, ana hayay (hayvanların bağlandığı yer) eğri diyormuş" derdi ve eklerdi, "İneği sarmasını öğren şuna buna bahane bulma" diye uyarırdı. Milli paranız olan Türk Lirası adeta dibe vurdu. Hala suçlu aranıyor. Pes doğrusu demekten başka söz bulamıyoruz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KİMLER KİMLERİ SUÇLUYOR BİRLİKTE BAKALIM
Başta tarım ürünleri olmak kaydı ile üretimde dışa bağımlı hale gelmemizin sebepleri hiç şüphesiz plansız ve kötü yönetimlerdir. Yıllardan beri suçlanan çiftçilerimiz, başta köylüler olmak üzere devamlı olarak suçlanmışlardır. Rahmetli S. Ahmet Arvasi hocamızın tabiriyle, "Lüks ve yumuşak koltuklarda oturarak, kebaplarını yiyerek, ucuz ifadelerle artistik tavırlarla konuşanların olduklarını çok gördük. Bu aziz milletimizi tembellikle itham edenler her dönemde olmuştur. Onlara göre çiftçimiz tembel, işçimiz cahildir. Esnafımız ise uyuşuk ve beceriksizdir. Bütün bunların sebebi bizi biz yapan milli ve dini mukaddes değerlerimizden uzaklaşmamızdır" diyor. Bak. Türk İslam Ülküsü 2, Sayfa 195. Ülkemizde üretiminin artmasını kim istemez ki... Elbette bütün sektörlerde üretim artmalıdır. Ancak bu temenni ve istek lafla demeç ile ve politik sözlerle olmaz. Bunun olması için tedbirler alınmalıdır. Hedefe ulaşmak için güven ortamı sağlanmalı ve milletçe teşkilatlanmak gereklidir.
Kıymetli okuyucularım
Ulaşım imkanları, haberleşme, taşıma vasıtaları, güvenli pazar, tehdit ve baskıdan uzak satış imkanı, kredi destekleri, sömürücü çevrelerin baskılarından uzak güvenli pazar ortamı ve vergilerin makul seviyede olması, girdilerin ve üretim maliyetlerinin azalması üretimi arttıracaktır. Şartlar ve imkanlar hazırlandıktan sonra milletimiz ve çiftçilerimiz daha çok çalışıp daha çok üretmeyi milli bir görev bileceklerdir. Çiftçilerimizin, bazıları tarafından siyasi yöntemlerle suçlanması doğru değildir. Bu bağlamda devletimizin adil ve şefkatli otoritesi devreye girmelidir. Sömürücü olmayan krediler ve kooperatifler iyi organize edilmelidir. Özellikle karayolları taşımacılığı çiftçilerimizi mali açıdan zor durumda bırakmaktadır. Akaryakıt zamları, işçilik, elektrik, gübre ve makine giderleri hesap edildiğinde çiftçilerimizin zararlı olduğu ortaya çıkar. Bir de ithal ürünlere verilen paralarla yerli üretimin paraları kıyaslanınca çiftçilerin gönülleri kılmaktadır. Tarımda dışa bağımlı hale girişimiz milli ekonomiyi de zor durumda bırakmaktadır.
Kıymetli okuyucularım
Topluma baktığımızda herkes suçlu arıyor. Kim kimler suçlu belli değil. Aslında hesap soran ve hesap veren bir siyasi anlayış lazım. Yıllardan beri şahit olduğumuz yolsuzluklar, rüşvetler, lüks israflar bunların hiçbirisinin hesabı sorulmadı. İş olsun diye suçlu aranıyor. Benim 80 yaşında vefat eden bir yengem vardı. "Oğlum gelin inek sağmasını bilmediği için kaynanasına, ana hayay (hayvanların bağlandığı yer) eğri diyormuş" derdi ve eklerdi, "İneği sarmasını öğren şuna buna bahane bulma" diye uyarırdı. Milli paranız olan Türk Lirası adeta dibe vurdu. Hala suçlu aranıyor. Pes doğrusu demekten başka söz bulamıyoruz.