Kıymetli okuyucularım
İsmini vermek istemediğim birisi aralarındaki fikir çatışmasından dolayı Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek için "Alçak" tabirini kullanmış. Bunu duyan Necip Fazıl o şahsa şu cevabı vermiş: "Duydum ki falanca bana alacak demiş. Alçaklığın, yüksekliğin yanında bir değeri vardır. O adam bir çukurdur" demiş. Ben de tam bir beyin travestisi olan o saldırganlar için "Çukur" tabirini kullanıyorum. Sonra da soruyorum kim yahu bu çukurlar? Yuhlar olsun.

Kıymetli okuyucularım
Bu çukurların soyunu sopunu araştırmak lazım. Çünkü rahmetli babacığım 12 Eylül 1986 öncesi Fatsa'da terör eylemlerine katılan bazı iki ayaklı insan kılıklı bildik tiplerden bahsederken şunları anlatıyordu: "Ula oğlum bunların dedeleri de haindi. Hepsi de askere gitmemiş vatana haini eşkıya idi. Onlardan canımızı namusumuzu korumak için ben 9 karış (iki metre) karda nöbet tuttum. Elimde Fransız üçlüsü saatlerce bekliyordum. Bu it sürüleri, bunların soyundan ve kanından geliyor. Aralarında nineleri Ermeni olanlar bile var. Sakın ola ki bunlara güvenmeyin. Allah fırsat vermesin" diyordu. Atalarımız "Kırk yıllık yani (Ermeni adı) olmuyor kani" diye boşuna söylememiş. Onun için bu çukurların soy kütüğü mutlaka incelenmeli kanaatini taşıyorum. Her ne adına olursa olsun Türk milletine ve Atatürk gibi tarihimize, geçmiş büyüklerimize karşı ihanet içine girenlerin kanlarında mutlaka bir bozukluk vardır. Cesareti olanlar "Hodri meydan" der ve arşivleri nüfus kayıtlarını, hem baba tarafından hem de anne tarafından incelenmesini ister. Rahmetli Abdi dedim (anneannemin babası), "Oğlum ben Atatürk'ü sırtımda aldım. Gemiden karaya çıkardım. Çok mert ve çok iyi bir komutandı. O olmasaydı onu istemeyenlerin çoğunun anası belli babası belli olurdu diyerek" bizlere hatıralarını anlatırdı.

Kıymetli okuyucularım
Gerek sağlığında, gerekse vefatından sonra Atatürk'e karşı aleyhte kampanya başlatanların tamamı ihanet içinde olan kimselerdir. Şeyhülislam, geçilen Dürrizade Abdullah, şıh geçinen, Şeyh Sait ve diğer İngiliz ajanları ve molla geçilen sahtekarlar buna dahildir. Onların yaşayan hortlakları hala mevcuttur. Bir emekli müftü olarak yurtdışında ve yurtiçinde o çukurlardan çok gördüm. Bunlar araştırıp okumazlar. TBMM Zabıt Cerideleri'ni, arşivleri, gizli celse zabıtlarını ve diğer kaynakları incelemezler. Dolma tüfek gibi, şişirme balon, gibi şakşakçı hödük olarak dilli düdüklerin, kin ve nefret kusan yalan ve iftiralarla dolu telkinleri ile ve yönlendirmeleri ile yaltakçılık yaparlar. Bu çukurların arasında kimler var maalesef araştırılmıyor. Kuduz köpekler gibi sıkışınca "Alkollüydüm, madde almıştım" deyip paçayı kurtarma manevralarına kalkışıyorlar. Onlara tavsiyem şudur, bir an için kirli düşüncelerinden ve iç kurt aşağılığından hayalen olsun kurtulup yabancı devlet adamlarının Atatürk'le ilgili beyanlarını okusunlar. Bilmem ki bay çukurlar kabul eder mi? Ruhu şad olsun mekanı cennet olsun.