KİM VATANPERVER KİM GAFİL BAKALIM -3-
Kıymetli okuyucularım.
Özellikle devlet adamlarının ve siyasi yöneticilerin kontrolsüz ve aşırı sözler kullanması hem kendilerini, hem de ülkelerini tehlikeye sokmalarına sebep olur. Öfke böyle bir şeydir. İşte 27 Mayıs 1960 darbesini hazırlayan ve rahmetli Adnan Menderes’in akıbetini de değiştiren siyasi öfkeyle söylenen şu sözlerdir: “Ben istersem Orduyu, yedek subayları bile idare ederim.” Ayrıca “Battal Gazi Ordusu” gibi hoş karşılanmayan ifadeler. 1954 yılının Kasım ayında Tuzla Uçaksavar Okulunda Yüzbaşı Dündar Seyhan ve Orhan Kabibay Menderese karşı cunta kurmuşlardır. Cunta kısa sürede genişlemiş Binbaşı Nuri Hazer, Şükrü İlkin, Suphi Gürsoytrak, Orhan Erkanlı, Kemal Güner, Mükerrem Erensu’dan oluşan çekirdek kadro daha da büyüyecektir. Türk Ordusundaki bu gelişmelere “MAH”ın kontrolünde meydana geliyordu. “MAH” dönemin Haber Alma Teşkilatı olarak bilinmektedir. Kamuda ise “MAH” Milli Amele Teşkilatı olarak tarif edilmiştir. 1965 yılında ve 22 Temmuz tarihinde “TBMM” tarafından çıkarılan 644 sayılı kanunun kabulü ile “MİT” Milli İstihbarat Teşkilatı adını almıştır. Yapılan operasyonla darbe iktidarının emniyeti sağlanmıştır. MİT yaklaşık 19 yıl faaliyetlerine 644 sayılı kanun hükümlerine göre devam etmiştir. Ancak değişen koşullara göre yeni bir yasal düzenlemeye gidilerek 1983 yılında 2937 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ” ve “Milli İstihbarat Teşkilatı” kanunu çıkarılmıştır. Kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kıymetli okuyucularım.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milletinin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, bağımsızlığına, varlığına ve güvenliğine, Milli gücünü meydana getiren bütün unsurlara karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve muhtemel tehdit ve tehlikeler hakkında bilgi toplamak, önlem almak ve gerekli durumlarda ilgili makamları uyarmakla görevli olan teşkilatın adı “MİT”tir. 1983yılında MİT’le ilgili çıkarılan bir kanunla bu kurum yani “MİT” devlet içindeki müdahalelerden korunacaktır. Kanun teferruatlı ve MİT’in bağımsız halde çalışmasını sağlayacak biçimdeydi. Ancak 1990’lı yıllarda Siyasi otoriteler ellerindeki Hükümet gücünü kullanarak MİT’e müdahale etmişlerdir. ANAP Genel Başkanı sonra Başbakan daha sonra Cumhurbaşkanı olan (merhum) Turgut Özal kendi özel İstihbarat örgütünü kurmuştur. Sonra Tansu Çiller, (Merhum) Mesut Yılmaz dönemlerinde MİT tamamen kendi parti teşkilatlarının birimi haline getirilmiştir. Tansu Çiller özel örgüt oluşturmuş bu da Türk İstihbarat Servisine (Teşkilatına) oldukça büyük (kapanması zor) Zararlar vermiştir. Öylesine basit seviyelere gelinmiştir ki bu ilişkiler bir gazeteci MİT müsteşarının atanmasına rol oynamıştır. 2005’lerde gelindiğinde ise özel İstihbarat örgütleri kurulur ve tarikat, cemaat unsurlarıyla ayrı bir yapılanmaya gidilir. Bazı iş adamları gazeteciler ve bürokratlar ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki bazı unsurlarla birlikte yeni bir istihbarat örgütü oluştururlar. Öyle bir hale gelinir ki Polis kayıtları, Savcılık hazırlık soruşturmaları bile günü gününe yayınlanır. Devlete ait gizli bilgiler alakasız gazete ve kitaplarda yer alır. Boy boy manşet olur. İşte 15 Temmuz 2016’lara böyle gelinilmiştir. Bakınız, Nurullah Aydın “İşte İstihbarat” isimli eser sayfa 294,295,300,301 kitabın tamamı 747 sayfadan ibarettir.
DEVAM EDECEK
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ZEKERİYA KILIÇ
KİM VATANPERVER KİM GAFİL BAKALIM -3-
Kıymetli okuyucularım.
Özellikle devlet adamlarının ve siyasi yöneticilerin kontrolsüz ve aşırı sözler kullanması hem kendilerini, hem de ülkelerini tehlikeye sokmalarına sebep olur. Öfke böyle bir şeydir. İşte 27 Mayıs 1960 darbesini hazırlayan ve rahmetli Adnan Menderes’in akıbetini de değiştiren siyasi öfkeyle söylenen şu sözlerdir: “Ben istersem Orduyu, yedek subayları bile idare ederim.” Ayrıca “Battal Gazi Ordusu” gibi hoş karşılanmayan ifadeler. 1954 yılının Kasım ayında Tuzla Uçaksavar Okulunda Yüzbaşı Dündar Seyhan ve Orhan Kabibay Menderese karşı cunta kurmuşlardır. Cunta kısa sürede genişlemiş Binbaşı Nuri Hazer, Şükrü İlkin, Suphi Gürsoytrak, Orhan Erkanlı, Kemal Güner, Mükerrem Erensu’dan oluşan çekirdek kadro daha da büyüyecektir. Türk Ordusundaki bu gelişmelere “MAH”ın kontrolünde meydana geliyordu. “MAH” dönemin Haber Alma Teşkilatı olarak bilinmektedir. Kamuda ise “MAH” Milli Amele Teşkilatı olarak tarif edilmiştir. 1965 yılında ve 22 Temmuz tarihinde “TBMM” tarafından çıkarılan 644 sayılı kanunun kabulü ile “MİT” Milli İstihbarat Teşkilatı adını almıştır. Yapılan operasyonla darbe iktidarının emniyeti sağlanmıştır. MİT yaklaşık 19 yıl faaliyetlerine 644 sayılı kanun hükümlerine göre devam etmiştir. Ancak değişen koşullara göre yeni bir yasal düzenlemeye gidilerek 1983 yılında 2937 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ” ve “Milli İstihbarat Teşkilatı” kanunu çıkarılmıştır. Kanun 1 Ocak 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kıymetli okuyucularım.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milletinin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, bağımsızlığına, varlığına ve güvenliğine, Milli gücünü meydana getiren bütün unsurlara karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve muhtemel tehdit ve tehlikeler hakkında bilgi toplamak, önlem almak ve gerekli durumlarda ilgili makamları uyarmakla görevli olan teşkilatın adı “MİT”tir. 1983yılında MİT’le ilgili çıkarılan bir kanunla bu kurum yani “MİT” devlet içindeki müdahalelerden korunacaktır. Kanun teferruatlı ve MİT’in bağımsız halde çalışmasını sağlayacak biçimdeydi. Ancak 1990’lı yıllarda Siyasi otoriteler ellerindeki Hükümet gücünü kullanarak MİT’e müdahale etmişlerdir. ANAP Genel Başkanı sonra Başbakan daha sonra Cumhurbaşkanı olan (merhum) Turgut Özal kendi özel İstihbarat örgütünü kurmuştur. Sonra Tansu Çiller, (Merhum) Mesut Yılmaz dönemlerinde MİT tamamen kendi parti teşkilatlarının birimi haline getirilmiştir. Tansu Çiller özel örgüt oluşturmuş bu da Türk İstihbarat Servisine (Teşkilatına) oldukça büyük (kapanması zor) Zararlar vermiştir. Öylesine basit seviyelere gelinmiştir ki bu ilişkiler bir gazeteci MİT müsteşarının atanmasına rol oynamıştır. 2005’lerde gelindiğinde ise özel İstihbarat örgütleri kurulur ve tarikat, cemaat unsurlarıyla ayrı bir yapılanmaya gidilir. Bazı iş adamları gazeteciler ve bürokratlar ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesindeki bazı unsurlarla birlikte yeni bir istihbarat örgütü oluştururlar. Öyle bir hale gelinir ki Polis kayıtları, Savcılık hazırlık soruşturmaları bile günü gününe yayınlanır. Devlete ait gizli bilgiler alakasız gazete ve kitaplarda yer alır. Boy boy manşet olur. İşte 15 Temmuz 2016’lara böyle gelinilmiştir. Bakınız, Nurullah Aydın “İşte İstihbarat” isimli eser sayfa 294,295,300,301 kitabın tamamı 747 sayfadan ibarettir.
DEVAM EDECEK