SON DAKİKA
Hava Durumu

Kim kahpe ve zalim, kim masum ve mazlum?

Yazının Giriş Tarihi: 27.11.2017 18:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.11.2017 18:42
Sevgili okuyucularım,
Öyle bir çağda ve öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, “kahpe ve zalimler, masum ve mazlum” gösteriliyor. Mazlumlar ve masumlar “zalim ve kahpe” gösteriliyor. Şayet maskeler düşer de gerçekler sırıtırsa utanmadan ve sıkılmadan yuvarlak sözlerle basit bir özür işi çözüyor. En son NATO tatbikatında bu alçaklığı net olarak gördük.
İşte bu zalim ve kahpeler korkunç bir şekilde özellikle İslam coğrafyasında ülkenin ve milletin parsellenmesini vahşi entrikalarla temin ettikten sonra, insanların da birbirlerinin gırtlağına sarılmaya, kesmeye hazır hale geldikten sonra, düşman rahatça at oynatma ortamını bulmuş oluyor.
“Güçleri parçalayarak ve birbirlerine düşürüp düşman hale getirdikten sonra yutulur lokma olması kolaylaşıyor.”
Önce tatbik ettikleri ihanet şu oluyor. “Sanki bir insan hem dindar, hem milliyetçi, hem medeniyetçi olamazmış.” Bu değerleri birbirine zıt gösteren ve birbiriyle çatıştıran şerefsizler, oyunlarını çok ustaca sahneye koyuyor ve oynuyorlar. Şakşakçı yalakalarla, hödükler ve dilli düdükler ise piyon olmaktan kurtulamıyorlar.
Örnek gerekirse, Osmanlı-Türk Devleti’nin parçalanması ve Ortadoğu’nun sömürgeleştirilmesi için dinimizin ve milletimizin düşmanları, din ile milliyetçilik arasında zıtlık ve düşmanlık duyguları doğurmayı planlamış olduklarını bugün itiraf ediyorlar.
Bu konuda Serge Hutin adlı Fransız bir Mason'un yazdığı (Les Francs- Macons) kitabının 127. sayfasında verilen bilgilere göre İslam dünyasında Masonlar, Cemalletini Afgani ve Muhammed Abdah gibi sözde localarına kaydederek onların eliyle dini, milli yapılara göre reforme ederek  âlem şumul İslam dinini bozmak, öte yandan Müslüman kardeşler (Fres Musalmans ) hareketi ile de, "İslam'da milliyetçilik yoktur" propagandasıyla milletleri çökertmek ve bu suretle çok kahpece bir planla birbirine zıt İslamcı ve milliyetçi suni düşman kampları doğurmayı başarmışlardır.
Emperyalizm, bizim dünyamızda, İslam coğrafyasında bu paradokstan çok istifade ettiğini ayrıca belirtmişlerdir. Gelinen noktada da hâlâ dinimizin ve milliyetimizin düşmanları "din ve milliyet" gibi mukaddes varlığımızı birbirine düşman göstermek oyunundan hâlâ vazgeçmemişler. Kolay kolay da vazgeçeceğe benzemiyorlar. O halde Türk milletine, Türk devletini idare edenlere, vatanperver aydınlara düşen görev bu oyunu bozmaktır. Türkçü ve İslamcı gibi kutuplaşmalar ihanettir. Bu ihaneti savunanlar da o ihanetin kobayları ve oyuncakları durumundaki hainlerdir.
İşte bugün hâlâ ilahiyatçı geçinen bazı medyatik şovmenlerin bu bağlamdaki ifadelerine çok dikkat etmek gerekmektedir. 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.