SON DAKİKA
Hava Durumu

KİM DOST KİM DÜŞMAN KİMİNLE DİYALOG OLACAK Kİ (2)

Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2021 17:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2021 17:01
Birileri hoşlanmayabilir, memnun kalmayabilir. Ancak bütün dünya da bilir ki, emperyalizmin karşısındaki en güçlü ve en büyük tehlike milliyetçiliktir. İşte bu yüzden dolayı Amerika ülkemizde, dini narkoz gibi kullanarak beyinleri uyuşturma yoluna girmiştir. Bunun için başvurduğu yöntemler şunlardır: Müslüman Türk milletini ve Türk gençliğini erkeğiyle kızıyla Batı dünyasına, Hıristiyan Alemi'ne hayran bırakmak kendi tarihini, kendi kültürünü, kendi dilini yozlaştırmaya gayret etmek 'Yeni Dünya Düzeni' globalleşme adı altında aile kavramını yok etmeye çalışmak, dolayısıyla çok kültürlü, çok dinli çok, mezhepli, çok ırklı bir yapı oluşturmak. Böylece etnik köken ve etnik din anlayışı sayesinde siyaset oluşturmak ve bölücülüğü yaygınlaştırmak. Bir yandan çarpıtılan ve vaziyete göre kullanılan İslami görüşleri devrede tutarken, diğer yandan misyonerlik faaliyetlerine tüm gücü ile hız vermek ve gerçek İslam'ı tartışmaya açmak. Bu şeytani plan ve düşünceler içinde dünyanın hakimi olma yolunda yürüyen Amerika şeytanın ta kendisidir. Yandaşları da onun piyonlarıdır. İşte bu noktada İslam Alemi’nin liderleri mesuliyetten kaçamazlar. Ne kadar dilli düdük, şakşakçı hödük olsa bile hiçbirisi tarihi mesuliyetten kurtulamayacaklardır. Allah'ın huzurunda ise yaptıklarının hesabını vereceklerdir.

Biraz dikkat edilirse Türkiye'de bile milletimiz yukarıda bahsi geçen o tuzaklara düşürülmüştür. Mesela: Sağcı Parti, Solcu Parti gibi kavramlarla insanlar kutuplaştırılmıştır. Belki de bu sebeplerden dolayı 18 Mart 1967'de yeni İstanbul Gazetesinde Merhum Osman Yüksel Serdengeçti şöyle haykırıyordu:

"Zamlarla geçiyor vaktimiz bizim. Bankada kalmadı naktimiz bizim. Hep yabancılarla aktimiz bizim. Yüzü geçtik muhtaç olduk astara. Sağcı Parti idik değil mi sözde? Solcular serbesttir, masonlar gözde... Saşırmış kalmışız bu hale bizde. Zehir koyduk içtik bizde taslara..." Aradan 60 yıl geçmiş aynı tas aynı hamam. İnsan fani olduğu için değişen sadece isimler. Clinton'den, Jimmy Cater'dan, Bush'dan, Obama'dan önceki ve sonraki bir gün dahil ABD başkanlarının hepsi de politikalarını değiştirmemişlerdir. İçeride kendi aralarındaki çekişmeleri, dış politikalarını asla yansıtmamışlardır. Devlet politikası hep aynı çizgide olmuştur. Türkiye dahil İslam ülkeleri bu bağlamda mesullerdir. Dost ve düşman ayrımında birbirlerini boğmanın yollarını aramaktadırlar.
DEVAM EDECEK

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.