SON DAKİKA
Hava Durumu

KİM DİNDAR, KİM DİNDAR DEĞİL?

Yazının Giriş Tarihi: 28.11.2019 21:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.11.2019 21:04
İmandan sonra dindarlığın ölçüsü Ameli Salih’tir.  Bunun da anlamı “Allahın ve Resulünün hoşnut olacağı işleri yapmaktır.” Kuran’da ve sahih sünnette bunlar açıklanmıştır. Açıklanan bu esasların başında doğruluk ve dürüstlük gelmektedir. Mesela “Oruç tutmazsınız, bu sizin sorununuzdur. Namaz kılmazsınız,  bu sizin sorununuzdur. Başınızı kapatmazsınız bu da sizin sorununuzdur.” Çünkü bunlar sizinle yüce Rabbimiz arasındadır. Ve cezası da sizi bağlar. Bunlar inkâr edilmezlerse kimse sizi kâfir ilan edemez. Hem de bunlar İslamın şartlarındandır.  Ancak Maide Suresi’nin 57. ayeti tüm bunların ötesindedir. Şöyle ki; “Ey iman edenler. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kâfirleri dost edinmeyin. Eğer müminler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının.” Ayrıca Nisa Suresi’nin 151. ayetinde, “Allah’a inanıp da Peygamberlerin kimine inanırız, kimine inanmayız, inkâr ederiz diyenlerin de kâfirler olduğunu Allah haber vermektedir.” Yine Maun Suresi’nde, “Yetimlerin, yoksullukların hakkını yiyenler için ‘dini yalanlayanlar’ ifadesinde mevcuttur. Bu bağlamda Harun görünerek, Karunlaşanların dindarlığı asla söz konusu olamaz. Şimdi sormak istiyorum. Siyaset yaparken, politika ile meşgul olurken zengin olanların dindarlığı ne ile izah edilecektir. 1938’den sonra siyasetin gündemine oturan dindarlık, muhafazakarlık konusu nice istismarcı çevreleri zengin kılmıştır. Rahmetli Adnan Menderes’i kullanarak, o dönemin “Vatan cephesi” ayakları ile nice paralar yenmiş, nice insanlar zengin olmuştur. Daha sonra siyasi ayaklara yatarak “yonga ve kot parçalarını” ihraç ettik, göstererek devleti soyanların sayıları arttı.  Sonra da damatlar, papatyalar, bavul ticaretleri ve davulcularla birlikte niceleri köşe döndüler. Daha sonra bankerlik planlarıyla devletimiz, milletimiz soyuldu. Devamlı olarak vatandaşın sırtına binildi. Vur abalıya denildi. Son 20 yılda ise “Siyaset yaparak zengin olan nice belediye başkanları, nice politikacılar gördük.  Hatta “Bir gün siyaset yaparken zengin olursam bilin ki bende çaldım” diyenlere şahit olduk. Hepsi de zengin oldular. İşin garibi bunlar devamlı olarak  “Muhafazakar, dindar, vatanperver” geçindiler. Cidden kim dindar, kim muhafazakar merak ediyorum.  Akif’in, “Siyasetin kanı servettir, canı servettir” tenkidini hatırlıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.