SON DAKİKA
Hava Durumu

Keramet ve Eşrefoğlu Rumi (4)

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2020 16:41
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2020 16:41
Hacı Bayram Veli damadı Eşrefoğlu Rumi’yi Suriye’nin Hama kasabasında irşadla meşgul olan Abdülkadir Geylani’nin beşinci göbekten torunu olan Şeyh Hüseyin’in Hamavi’nin yanına gönderir. Eşrefoğlu yanına hanımıda alarak uzun bir yolculuğa çıkar.  Anadolu topraklarını aşarak Hamaya varır varmaz Hüseyin Hameviye intisap eder. 40 gün içinde çilesini tamamlayan Eşrefoğlu Kadiri hilafet namesi alarak İznik’e geri döner. İznik’te tesis etmiş olduğu dergahta İznik halkını irşada başlar, eserlerini kaleme alır. “Menakıbı Eşrefzade’de yazılanlara miladı 1470 yılında 100 yaşında vefat eder. Sonraki yıllarda cami haline getirilen dergahın hazinesine defnedilir. Vefatından sonra vasiyeti üzerine kızı Züleyha ile evlendirdiği halifesi Abdurrahim Tirsi yerine post nişin olmuştur. Eşrefoğlu Rumi’nin şöhreti bütün Osmanlı ülkesine yayılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde onun medfun bulunduğu cami ve dergahtan bahsederken, biraz da mübalağalı şekilde 70 bin müride sahip bir ‘Pişvayı Aşikar’ (bir Allah dostu) olduğunu yazmaktadır. Hatta o tarihte Osmanlı Devleti’nin tahtında oturan Fatih Sultan Mehmet Han’ın hanım Mükerrem Sultan’ın ağzında çıkan bir yarayı tedavi etmesi için istek üzerine İstanbul’a gittiği ve yarayı tedavi ettiği ‘Menakıbı Eşrefiyye’de yazılmıştır. Eşrefoğlu Rumi’nin İstanbul kütüphanelerinde 20’den fazla nüshası tespit edilen divanı vardır. Eski ve yeni harflerle defalarca yayınlanmışlardır. ‘Bursa’da Tasavvuf Kültürü 2’ isimli eserde Bursa Kültür ve Sanat ve Turizm Vakfı yayınları Bursa Kitaplığı:12. Birinci basın tarihi Kasım 2003’tür. Adı geçen eserin 242-247. sayfalarında Prof. Dr. Abdullah Uçman’ın çalışmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca 4 Ocak 1976 tarihli M. Ziya Eşrefoğlu’nun dergahta yapılan ayin usulleri ile ilgili bilgi ve şeması önemlidir.  Not: Bugün turist diyoruz. Önceleri ‘gezginci veya seyyah’ denilirdi. İşte İslam ülkelerini dolaşan batılı seyyahlar ve diplomatlar mutasavvıfların siyasi ve toplumsal çalışma ve faaliyetleri ile ilgilenmişlerdir. Amerikalı diplomat John P. Brown’ın 1868’de yazdığı ‘The Dervishes veya Oriental spiritualism’ adlı eserde ‘oryantalizm ve tasavvuf’ veya ‘dervişlik ve oryantalizm’ gibi çalışmalarla Müslümanlar arasına bu yolla fitne ve fesat sokmaya çalışmışlardır. Hz. Ali ile Şiiliğin ve tasavvufun bağı böyle kurulmuştur.     
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.