Yıllardan beri, söz ebelerinin, siyaset mimarlarının ve rant musluğunda el yıkama tiryakilerinin kullandıkları ve sığındıkları kavramlar(sözler) vardır. Mesela, sağcı Müslüman, solcu Müslüman. İlerici adam, gezici adam. İlimiz İslam, normal İslam. Çağdaş kadın, yobaz kadın. Bunları yüzlerce örnekle çoğaltabiliriz. Birde “istisnalar dengeyi bozmaz” uydurukçası var. O, zaman sormak lazım. Yahu kardeşim, bu dengeyi sıradan birilerinden meydana gelen kalabalıklar mı bozar. İlk insandan günümüze kadar, geçmişin her döneminde. Müstesna kişiler dengeyi alt-üst etmişlerdir. Örneklemek gerekirse, her peygamber müstesna bir insandır. Geldikleri zaman diliminde ve geldikleri yerlerde imansızlığın, küfrün, put perestliğin, cehaletin, zulmün ve adaletsizliğin dengesini bozmuşlardır. Müstesna deha sahibi kumandanlar, dayatmacı askeri dengeleri bozmuştur. Düşünce ve fikir adamları, çaprak düşünce ve fikirlerin dengesini bozmuştur. Bir özet gerekirse “Dengeyi veya kaideyi istisnalar bozar. Ama hayır olur, ama şer olur”. Çağımızda haksızlıkların, adaletsizliğin, fikrisizliklerin, vicdansızlıkların dengesini bozup, insanlığa faydalı dengeler kuracak müstesna insanlara ihtiyacımız var. Öyle ki, o müstesna insanlar şu gerçeği haykırmalıdır. “Adam ya müslümandır, ya değildir. Müslüman’ın sağcısı, solcusu olmaz. Adam ya müslümandır, ya değildir. Müslüman’ın alevisi, sünnisi  olmaz. “Fesat medeniyetinden, mutluluk medeniyetinde geçmek için evvela, cehaleti çukurlarından kurtulmamız lazımdır. Rahmetli Abdurrahim Karakoç, 5 mevsim adlı şiir kitabının 58.inci sayfasında şöyle diyor. “

İSTİSNALAR DENGEYİ BOZAR

“Bir savaşta bir katırın, tekmesi dengeyi bozar?
 Bir davette bir dürzünün, lokması dengeyi bozar.
 
 Ağız başlamadan söze, acı yalın girer öze.
 İki gözün iki göze, bakması dengeyi bozar.
 
 Üç kefedir kin mantarı, şaşırır ölçüp tartanı,
 Üç sineğin tek kartalı, çekmesi dengeyi bozar.
 
 İnsan ne ki kemik etten, kutulamaz türlü dertten,
 Dört zorbanın sükunetten, bakması dengeyi bozar.
 
 Müstesnalar soldan sağa, damgasını vurur çağa,
 Bir fincan kanı toprağa, akması dengeyi bozar”. Diye haykırıyor şair

Evet, sözler, kavramlar çok gerçekleri saklı tutar. Bunların bir kısmı bilinçli olarak söylenir. Hakka bağlılık, haksızlığa isyanı doğurur. Güzele karşı aşırı sevgi, çirkinliklere nefreti artırır. Doğruluk tutkusu eğriye husumet sebebidir. Dünyamız çirkin ve kötü değildir. Dünyayı bozan, çirkinleştiren şahıs ve zihniyetler kötü olanlardır. Basit menfaat ve çıkar ortaklıkları bazıları için vazgeçilmez oluyor. Derdimiz falan parti, falan cemaat, falan grup değildir. Derdimiz kavramların arkasına saklanarak insanları aldatan ve hor görenlerdir. Anlayanlara selam olsun.